Silivrispor’dan gitmesi gereken çok isim var!
İnsanlar fırtınanın şiddeti ve dalganın boyundan çok geminin limana gelip gelmediğine bakıyor.
Maalesef gemi sürükleniyor ‘SOS’ çağrıları yayılıyor. Dümeni limana çevirecek doğru hamle için yeni bir acil durum planına ve planlarına ihtiyaç var. Puan cetvelindeki yeri takımın yetersiz teknik taktik becerilerle yönetildiğini alenen gösteriyor. Silivrispor tarihinin en kötü başlangıcı aslında. Kulübün standartları şartları böyle bir başlangıcı da asla hak etmiyor.
Başkanın açıklamaları B planına geçildiğini gösteriyor. B planına genellikle önce sahip çıkılır, destek olunur, “sonuna kadar arkandayız” denir ancak sonuna kadar derken aslında kastedilen ay sonudur. Sezon başından itibaren ele alacak olursak yaklaşık bir yıllık izleme ve takip sonunda ligin kendini kanıtlamış oyuncularından oluşan bir kadro yapıldı.
Bu kadro masaya yatırıldığında çeşitli araştırmalar ve referanslar neticesinde iyi bir takım olduğuna ilk beş hedefine uygun olduğuna karar verildi. Hoca kadroyu onaylarken “şurada şu oyuncum var onu da alalım” demedi, yani o kadar emindi güveniyordu ve inanıyordu takımına. Futbolda böyle şeylerle karşılaşılır. Bazen frekanslar tutmaz uyum sağlamaz iyi kadroyla iyi sonuç alınmadığı dönemler olur. Doğal olarak bu ve bunun gibi durumlarda önce hoca sorgulanır.
Bu aşamada gözden kaçmaması gereken nüanslar var. Alternatifini ararken görüşülen hocaların hepsi “bu takımı uçururum” diyormuş. Golcü öneren yok herkes hoca öneriyor! Öyleyse sorumluyu başka yerde aramaya gerek yok. Demek ki Başkan Akgün Duru yeterli malzemeyi almış lakin işin ustası helva yapmayı becerememiş. Buradan çıkan sonuç bu bana göre…
Dedikodu Silivri’de en etkili ve en hızlı iletişim mekanizmasıdır. Herkes birilerinin kulağına bir şeyler üflüyor ama özellikle futbolda hiç bir şey, hiçbir zaman gizli kalmıyor. Aslında bu işlerle uğraşanların da bu işlerin dedikoduyla gazla gitmeyeceğini de bilmesi gerekir. Burada Akgün Başkan’ın duruşu çok önemli. Başkan koltuk ayarlarını kontrol etmeli, düzeltip dik duruma getirmeli ve bir nevi uçuşa hazır hale gelmeli. İlk olarak yönetim kendi içindeki sorunlarıyla yüzleşmeli eğer bir operasyon yapılacaksa Silivrispor’un mağlubiyetini kutlayan ve buna sevinen yöneticilerden başlamalı!
Oyuncu, hoca ve menejer arasına nifak sokandan oyuncuları ihanetle suçlayanlardan başlamalı. Ya da tüm bu üfürüklere kulak tıkayıp bir kerede takımı toplayıp, “çocuklar bu maçın önemi ve primi şu, çıkın adam gibi oynayın hepimizin morali düzelsin” deyip teşvik etmeli. Yine olmazsa ondan sonra yakın çevresinin telkin ettiği gibi tüm çalışanlarla toptan çekip gitmeli. Kısacası geminin yönü uçuşun sonu tamamen Başkan’ın tutumuyla alakalı…
Siyasetçilerin dile getirdiği bilinen bir hikâyedir. Üç mektup hikâyesi, işler iyi gitmiyorsa eskileri suçla, değişmiyorsa çalışanları eleştir, düzelmiyorsa şayet üçüncü mektubu hazırla… Kulübün bu aşamalardan mümkün olduğu kadar az hasarla çıkması ümidiyle… Ligimizin ikinci yarısı hepimize hayırlısı olsun.
Engin Akın