“Selim Özer ile sezona başlamak hataydı”
3.Lig ekiplerinden Silivrispor’un Genel Kaptanı Yusuf Temel sezonu değerlendirirken, son derece çarpıcı açıklamalar yaptı.
Ligde son haftaya girildiğinde ligde kalmayı garantileyen Silivrispor’da Yusuf Temel yaptığı açıklamasında; “2015-2016 sezonunu değerlendirirken bir önceki sezon ile birlikte değerlendirmenin daha faydalı olacağını düşünürüm. Geçtiğimiz sezon Silivrispor Play-Off oynamış ve yaklaşık 1.800 bin TL’lik maliyetle takım kurmuş bununla birlikte ikinci lige çıkamamıştı. O dönem 2. ligin kapısından dönmüş bir kulüptük. 2015-2016 sezonuna başlanacağı zaman yönetim kurulu olarak oturduk ve geçmiş dönemden gelen vergi ve SSK borçları sırtımızda maddi bir külfet oluşmuştu. Bu maddi külfetin altından kalkabilmek adına da bir takım kararlar almamız lazımdı. Yeni bir yapılanma içine girmeye karar verdik yönetim kurulumuzla birlikte alınan ortak karar ve düşüncenin hayata geçirilebilmesi içinde 2015-2016 sezonunda bir önceki sezonun yarı fiyatına bir takım kurulması bütçede oluşacak olan fazlalıkla da kulübün borçlarının ödenebilmesi adına bir tasarrufta bulunduk. Yönetim kurulunda paylaşılan bu karara herkes sıcak baktığı için bu sezona ilk başlarken kurduğumuz futbol takımı ile başladık. Burada amacımız ise borçların ödenebilmesi adına düşük bütçeli bir takım ve akabinde gelecek başarılı sonuçlarla birlikte Silivrispor’u önümüzdeki yıllarda taşıyabilmekti.
Başarısızlık çıkmaza soktu
Maalesef kurulan transfer komitesindeki hatalar takımın başına getirdiğimiz kariyeri olan ismi olan ve herkes tarafından ilk geldiği zaman kabul gören lakin daha sonra ismi ile başarısının örtüşmediğini anladığımız bir teknik direktörümüz vardı. Lig başında gelen başarısız sonuçlar Silivrispor’u ilk dokuz haftada maalesef istediği yerlere getirememiştir. Tabii Silivrispor’da ve tüm ülkede olduğu gibi başarısızlığın ardından gelen tepkiler bizi çıkmaza soktu.
3.hafta hocayı yollayacaktık
Sezon öncesinde teknik direktörlük teklif ettiğimiz Sertan Güriz’in teklifimizi kabul etmemesi bizi yeni hoca arayışına sevk etmişti. Tabii bu başarısız sonuçların ardından ligin üçüncü haftasında hocamız ile yollarımızı ayırma kararı almamıza rağmen dokuzuncu haftaya kadar anlamsız şekilde beklenmesi takımın ivmesini iyice aşağı çekti. Dokuzuncu hafta sonunda Selim hoca ile yolların ayrılması ile birlikte Sertan Güriz hocamıza tekrar teklifimizi götürdük.
Sertan Güriz elini taşın altına soktu
Sertan hocanın kabul etmesi ile birlikte yeni bir yapılanma içine girdik. Ligin ilk yarısı bu şekilde alınabilecek puanlarımızı aldık. Ligin ikinci yarısında ise ligin dibindeydik. Bu durumdan kurtulabilmek için de Sertan hocanın raporları doğrultusunda kadroya yeni oyuncularımızı kattık. Bir aile ortamı oluşturmaya çalışıldı ve Silivrispor’un ligde kalması için mücadele edildi. Bu mücadele edilirken de yönetim kurulundaki ben ve bazı arkadaşlarımızın istifayı düşünüp ve istifa etmemizin tek amacı buydu yani takımın ligde kalmasını garantilemekti.
Silivri halkı ve taraftarının desteğini küçümseyemeyiz
Amaç Silivrispor’un ligden düşmemesini sağlamaktı ve bunu da başardık. Ligin bitimine iki hafta kala Sertan hocamız ve oyuncularımızla birlikte ligde kalmayı garantiledik. Bunda Silivrispor’un Silivri halkının, esnafının, taraftarının vermiş olduğu büyük destekler oldu. Özellikle son iki ay içinde Silivri Belediye Başkanımız Özcan Işıklar’ın yapmış olduğu maddi manevi desteklerle takımın ligde kalması sağlandı. Amaç iyi bir takım kurmakken küme düşmeye oynayan bir takım oluşturduk. Bunun için yani bu duruma gelinmesi için bizler bazı şeylere göz yummak zorunda kaldık. Netice itibarıyla Silivrispor kümede kaldığı için artık yeni bir yönetimin göreve gelmesi kaçınılmaz olmuştur.
Kurumsallaşmaya önem vermek gerekir
Önümüzdeki haziran ayında olağan genel kurulumuz var. Bu genel kurulda da iyi ve yeni bir yönetimle iyi bir yapılanmayla kurumsallaşmayla birlikte Silivrispor’un daha güzel günlere gidebileceğine olan inancımızı taşımaktayım. İnşallah gelecek olan yönetimdeki başkan ve arkadaşlarım bu işi başaracaklardır. Tabii bunu yaparken de kurumsal kimlik olmadan olmaz en önemlisi kulübün kurumsallaşabilmesidir. Gelen arkadaşların her türlü yanında olacağımın da bilinmesini isterim.
İkinci yarı komple takım yaptık
Bir önceki sezondan gelen maddi külfetler vergi borçları SSK borçları ve piyasa olan borçlar bu kulübün belini büken borçlardı. Sezona başladığımızda Selim hoca ile başlanıldı ilk dokuz hafta başarısız sonuçlar akabinde bir hoca değişimi lig ilk yarısının bitmesi, daha sonra yeni oyuncuların alınması bu süreçte Silivrispor’u sıkıntıya soktu. Yeni bir takım kuruyorsunuz yani devre arası komple takımı değiştiriyorsunuz tekrar bir başarı sağlamaya çalışıyorsunuz ve ikinci yarı kurduğumuz takım ikinci yarısının ikincisi oluyor. Bu bir başarıdır.
Kaos ve sıkıntı içinden iyi çıktık
Sıkıntılarımız ise, Silivrispor ile ben 4. sezonumu yaşıyorum ve hep bir kaos ve sıkıntı içindeydik. Bir türlü rahat nefes alamadık. Borçlarla boğuştuk durduk. Aklınıza gelebilecek her türlü borçtan söz edebiliriz aslında o yüzden bu borçların ödenmesi futbolcu alacakları her şey bir sıkıntıydı. Oysaki Silivrispor benim gözümde 3. Ligde toplamda 57 takım arasında ilk onun arasında olabilecek bir takımdır gelirleri itibarıyla. Maalesef kurumsal bir yapımızın olmamasından dolayı sıkıntılar yaşadık.
Biz yönetim olarak ortak bir karar alamadık
Şimdi bir öz eleştiri yapmam gerekirse, bizde bir paylaşım yok. 17 tane yönetici arkadaşın oluşturmuş olduğu bir yönetim kurulunda bazı şeylerin ortak kararla çıkmaması en büyük sıkıntılardan bir tanesidir. 57 kulübün içinde iddia ediyorum yine gelirler olarak ilk ona giriyorsunuz ama bir Kızılcabölük 300-500 bin TL ile ligi liderliğe kadar çıkabiliyor. Demek ki bizde bir hata var. Yönetim olarak da hatalıyız ve başkan olarak da hatalıyız. Bu sıkıntılar ise sadece kurumsallıkla giderilebilir. Bundan dolayı önümüzdeki yıllarda oluşacak yönetimlerin kurumsallık ilkesinden vazgeçmeden, bu işi bilen bu ligde oynayabilecek kapasitedeki oyuncuları bulduğumuz anda olay biter.
Kimse takımı düşüren yönetici olmak istemez
Düşük bütçelerle diğer takımlar bir üst lige çıkabiliyorsa burada bizlerde bir sıkıntı var demektir. Görevde olduğumuz süre boyunca da bu sıkıntıları bir türlü aşamadık. Bizim son senemizdeki taraftarımızın istifa çağrılarına kulak asmamamızın tek sebebi takımın ligde kalması sağlamaktı. Kimse takımı düşüren yönetici olmak istemez. Kurumsallaşamadan bu günlere kadar iyi geldik aslında. Bundan sonra daha dikkatli olmamız şarttır. Haziran ayındaki genel kurulda iyi bir başkanın arkasında her şeyini paylaştığı bir yönetimin başarıya ulaşacağından da eminim. Silivrispor birçok başarıyı hak ediyor. 200 bin nüfuslu bir şehirsiniz İstanbul takımıyız, her türlü olanağımız ve desteğimiz ama bir türlü başarı gelmiyorsa bunda sebep başkanda ve bizlerdedir. Kurumsallıktan başta çıkışımız yoktur. Kurumsallık, kurumsallık kaçınılmaz olandır.
En Çok Geliri Olan 10 Kulüp İçindeyiz
Bu şartlar altında Silivrispor 2. Lige çıkması hayal değil. Bu gelirle imkânsız değil. Dediğimiz gibi 57 takım arasında gelir bakımından ilk onda olan bir kulübüz. Tesisimizin olduğu oyuncuların konaklayacağı bir yerimizin varlığı şehrinin arkasında durabildiği iyi kişiler tarafından yönetilebilen paylaşımcı, kurumsallığa önem veren, her şeyiyle şeffaf ve samimi olan bir kulüpte ve işi ehline vererek yani ideali olan başarıya aç olan futbolcu arkadaşlarla bunların iyi seçimiyle bunları seçecek kişilerin oluşturulmasıyla 3. Ligde 2. Ligde, BAL’da, SAL’da, futbolcuların izlenerek bir bölgeye yani sol bek için en az 10 aday belirlenerek o adayların içinde menajerleri olmayan başarmak isteyen genç oyuncuları bularak iyi bir hocayla birlikte çok rahatlıkla bir üst lige çıkılacağından da şüphem yoktur. Bunun örneklerini çoğu kulüpte görebiliyoruz.
Altınordu ve Adanaspor örnek Kulüpler
Şu anda Türkiye’de bir Altınordu kulübü var. Araştırdığınızda başkanını ve yönetim şeklinden, malzemecisinden, psikologundan oyuncu izleme ekibinden neler yaptığı takip edebiliyoruz. Bu kulübü iyi incelemek lazımdır. Bir Adanaspor örneği var. 1. Ligde 18 takımın arasında bütçe olarak 14.konumda olan ve şuan sadece 400 bin TL borcu olan bir kulüp. Şuandaki A takımında dokuz tane oyuncusu altyapıdan getiren bir Adanaspor şu an Süper Ligde oynama hakkı kazandı. Bir Akhisar iyi araştırılması gerekir. Yani başarı mantık çerçevesinde gelmektedir.
Samimi ve güvenilir bir yönetim olmalıyız
İşi ehline verip karışmadan, soyunma odasına girmeden, devre arasında çıkar şu futbolcu demeden, güvenebileceğimiz insanlarla yola çıkarsak ve yönetiminizde bulunan insanlarla her şeyi paylaşırsan, derdini, sıkıntını, tasanı, mutluluğunu, her şeyini paylaşırsan kimseden korkmadan şeffafça, bu işlerin olabileceğine yani bir üst lige çıkılacağına inanıyorum. Silivri küçük bir yer, adımınızı attığınız anda karşınıza 50 tane fikir geliyor. Herkes herkesi tanıyor. O yüzden Silivrispor’da bir aile ortamı oluşturmak lazım. Silivrispor’u da Silivri halkı ile barıştırmak lazımdır. 4 yıllık görevimiz süresince, bizim oynadığımız en yoğun taraftar 1000-1500 kişiyi gezmez. Eskiler anlatıyor, 80’li yıllarda nüfusun 15000 olduğu zamanlarda maçlar 5000 kişiye oynanıyordu. 200 bin nüfusu olan bir şehirde bu rakam en az 10000 olmalıydı. Hiçbir zaman bu rakamlara ulaşamadık. Bunun nedeni ise halk Silivrispor’a tepkili ve küs durumda, bunu 4 yılda kıramadık biz. Kırılması ise zor bir olay da değil çok basittir aslında, bir iki mantıklı hareketle halkıyla bütünleşebilen bir Silivrispor olabiliriz. Biz sezon başından beri gereksiz birçok işle uğraştığımız için halkla bütünleşmeye yoğunlaşamadık. Borçlarla boğuşmaktan, dedikodularla uğraşmaktan bizler proje üretemedik. Ürettiğimiz projelerde bir iki tanedir ve nadirdir. Bunları sağlayabildiğimiz zaman başarı kendiliğinden gelir zaten.
‘Ben Başkan adayıyım’ demekle Başkan olunmaz!
Haziran ayındaki kongreden ne çıkacağı önemli değil de bizim ne yapacağımız önemli aslında. Biz 4 yıllık bir yönetim kurulu olarak şuan ki mevcut yönetim kuruluşla herhangi bir şekilde aday değiliz. Yanlış anlaşılmasın bizim başkanlık derdimiz de yok. Yeni oluşacak yönetim kuruluna da her türlü desteği vermeye de şahsım ve firmam DYM İnşaat olarak hazırım. Kaldı ki ben 2005 yılından beri ilçe sporunun içindeyim. Çantaspor, Alibeyspor ve Silivrispor bünyelerinde bizzat yönetici olarak çalıştım. İlçe sporuna maddi manevi 10 yıldır destek veren bir ismim. Bu desteklerimi verirken de Yusuf Temel olarak herhangi bir başkanlık, siyasi beklenti veya reklam kaygısı taşımadan bu desteklerimi verdim. Ben başkan adayıyım demekle de Silivrispor’a başkan olunmuyor. Bu işi yapabilecek olan kişilerin hep birlikte aşması gereken noktalar var ve bu noktaların aşılması ile birlikte başkanlık söz konusu olabilir.
Silivrispor Başkansız kalmaz
Genel kurulda aday olacak isimler vardır. Silivrispor kurulduğu 1957’den beri başkansız kalmamıştır. Mutlaka bir başkan seçilecektir, bu yeni yönetim kuruluna da bizlerin mutlaka desteği olacaktır. Bizim ortak paydamız Silivri’dir, Silivrispor’dur, gelecek olan arkadaşlarıma da başarılar diliyorum. Lakin zor bir süreç kendilerini bekliyor da diyebilirim. Yılmadan usanmadan projeler üreterek kurumsallaşarak Silivrispor 2. Lige rahatlıkla çıkar diye düşünüyorum. Buradan kesinlikle ben burada görev almayacağım diye bir şey de demiyorum.
Şartlar uygun olursa yönetimde olurum
Eğer şartlar uygun olunsa 4 yıllık süreçte yaşamış olduğumuz bir tecrübe var ve bu tecrübelere dayanarak ileriye yönelik yapamadıklarımızı yapabileceğimiz bir ortam oluşursa yönetimde olabilirim. Her türlü göreve hazırız görevden de kaçmayız. Bu görev tesislerden sorumluluk olur, genel kaptanlık olur, futbol şube olur, Silivrispor için bana uygun görüler her mevkii de çalışırım. Fakat bizim de başkana inanmamız lazım. İnanmadığımız bir başkanla tabii ki olmam da doğru olmaz. 4 yıllık süreçte yaşadığımız deneyimler bizde şuan önümüze daha sağlam bakmamıza neden oluyor. Kurumsal bir yapıya doğru gitmek isteyen bir kişinin yanında oluruz tabii ki.
Futbolla birlikte diğer branşları da görmek lazım
Silivrispor bir sevdadır. Bunu maddiyatla, ölçemeyiz. Silivrispor’u bir futbol kulübü olarak görmemek lazım, Silivrispor bir sivil toplum kuruluşudur. Voleyboluyla, güreşiyle, halk oyunlarıyla, bisikletiyle, okçuluğuyla, tekvandosuyla komple bir spor kulübü olarak görmek lazım. Futbol her zaman birinci sırada olmaması lazımdır. Geçmişte 450 minik kızımıza voleybol eğitimi verirken bu sayının şimdi 100’lere düşmüş olması sıkıntıdır. Amacımız ilçemizin bütün gençlerine spor yaptırabilmek olmasını sağlamak zorundayız. Bunu başardığımız zaman kulüp olabiliriz, bunun içinde kurumsallaşmak önemlidir. Atatürk, ne diyor, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” işte bu şekilde gençlerimizi eğitmemiz şarttır. İyi bir insan yetiştirmeliyiz, spor yapan genç nesiller yetiştirmeliyiz ve bize de büyük görev düşmektedir, amaç gençlere hizmet edebilmek ve onlara ulaşabilmek olmalıdır” dedi.
Engin Akın