Parayı veren zurnayı çalar
Başlığa bakıp ‘yanlış mı okudum’ demeyin! Düdük değil zurna… Neden derseniz, düdük herkeste var herkes bir şekilde öttürüyor ancak zurnayı çalabilmek büyük ustalık istiyor.
Biz konumuza dönelim; Günümüzde futbol kulüplerinde para her şeyden önemli hale geldi. Anlayacağınız, bilgili, donanımlı, işinizde tecrübeli ve eğitimli olmak da işe yaramıyor…
Bakın devre arasında birçok profesyonel ve amatör takım kampa gidemedi. Kulüplerde çok fazla oyuncu dolaşımı oldu ancak kulüpler ihtiyacı olan mevkilere istedikleri oyuncuları alamadılar. Buna karşılık transfer şovlarıyla taraftarı memnun edebilmenin yolu tercih edildi.
Eskiden çocukluğumuzda mahalle aralarındaki oynanan maçlarda en çok söz sahibi olan topun sahibi olan çocuktu. O istediği olmadığında topu alıp giderdi maçta biterdi, şimdilerde durum bu hale gelmiş gibi.
Şimdi zurnayı eline alan ben öttüreceğim diyor. Pekala o’nun zurnayı çalmayı bilmediğine yine o’nu kim ikna edecek! Çünkü etrafındakiler her zaman ‘bravo çok güzel çalıyorsun’ dedikçe, o da haliyle bunlara inanacak. Aslında herkes oynuyor ne oynadığını bilmeden; O da çalıyor zurnayı ne çaldığını bilmeden…
Zurnada peşrev olmaz. Ne çıkarsa bahtınıza. Diğer deyimiyle: Kuralları olmayan ve rastgele yapılan plansız bir işte yöntem, kusur aranmaz. İş, kendi kendine nasıl yürürse yürür ve öylece biter. Şansın varsa iyi sonuç alırsın, şansın yanında olmazsa gerçekle yüzleşirsin.
Hüseyin Aydoğan