Nihayet Karakol ile tanıştık

Uzun zamandır kazanç elde etmeden Amatör Liglere ait futbol haberleri yapıyoruz. Daha önce de bazı demeçler yüzünden ifadeye çağrıldım. Hatta bir defasında TFF’nin açtığı şike davasında bilirkişi olarak resmi yazıyla çağrıldım ama asıl niyetlerinin şikeyi kapatmak olduğunu anladığım için ifade vermeye gitmedim.

Geçtiğimiz aylarda http://www.amatorlig.net/ adlı sitemizde Esenler Stadındaki bir U14 maçının devre arasında ortak kullanım alanında kendisinden yaşça büyük bir Antrenörün karşısında bacak bacak üstüne atan 2001 doğumlu E.T. K. isimli Hakemin davranış şekli nedeniyle videosunu yayınlamıştım.

Bu video haberden sonra paylaşımın altında Hakeme gelen yorumları kontrol etmiş, kişilik haklarına saldırı olmasına asla izin vermemiş, Hakemi rencide edebilecek ve üzebilecek yorumları görür görmez silmiştim. Ancak Hakem, hem bizi Cumhuriyet Savcılığına şikayet etmiş, hem de tüm yorumları şikayet dosyasına eklemiş. Mağdur edildiğini söylemiş ve yorumlarda kendisine hakaret edildiğini belirtmiş. Oysa ki, sistem gereği biz, yorumları sayfaya düştükten sonra görüyor ve uygunsuz olanları sayfadan kaldırıyoruz. Kaldı ki, hakemin yaptığı suç ama biz adını bile vermemiştik ve olayı üstünkörü geçmiştik.

Bizim bu haberimizden sonra MHK Üyesi beni aramış, Hakemin hatalı olduğunu ve tüm Hakemlere bu konuda uyarı yapılacağını söylemişti. İstanbul İl Hakem Kurulu da örf ve adetlerimize uygun olmayan bir şekilde kendisinden büyük birisiyle konuşan Hakeme 4 hafta ceza vermişti. Sonra cezasını 2 haftaya indirdiler.

Neticede, dün Hakemin şikayeti üzerine Eyüpsultan Asayiş Büroya gidip ifade verdim. Koşa koşa gittim, Polis Memurları bizi gayet güzel konuk ettiler. Ben karakolda bu kadar rahat olacağını sanmadığımdan giderken biraz endişeliydim. İlerleyen günlerde Savcı, dava açılmasını isterse Hakimin karşısına da çıkar, yaptığımızın suç olmadığını anlatmaya çalışırız.

Ancak, burada suçlu kesinlikle ben değilim. Şimdiye kadar hiç görmediğim, maçlarda karşılaşmadığım Hakem kardeşimiz dünyaya geldiğinde ben futbol Hakemliği yapıyordum. Beni bu şekilde suçlamasına üzüldüm. Kaldı ki, istesem yapacağım haberin şekliyle onun bir daha Hakemlik yapmasına mani bile olabilirdim ancak bu kardeşimiz cezası bitince çatır çatır maç aldı.

Sonuç itibari ile dün karakol ile tanışmış oldum. Şimdiye kadar yaptıklarımdan dolayı teşekkür asla beklemedim ama suçlanmak biraz ağrıma gitti. Henüz 2 hafta önce soyunma odalarını soyan hırsızın, adını-soyadını, takımı vesaire kendi araştırmalarım ve bana gelen videolardan yola çıkarak öğrenmiş ve Hırsızlık Büro Amirliğinde görevli Polislere, “Hırsız zanlısı şu kişi olabilir, şu anda şu sahada antrenmanda olmalı” diye yardımcı olmuştum. Hırsız yakalandı, herkes rahatladı.

Yaptığımız birçok haber ulusal basına çıktı. Albayrak-Vefa maçındaki sedye haberim sayesinde sahalara sağlıkçılar girdi. Bu sağlıkçılar birçok sporcuya çok faydalı ilk yardım yaptılar. O haberden sonra her sabah gazete aldığım Bayideki Hanımefendiye günlük gazeteleri göstererek, “bakın Hürriyet, Posta ve Milliyet gazetelerinin ana sayfasındaki fotoğraflı haber bana ait” dediğimde bayideki hanımefendi ‘hadi canım şaka yapıyorsun’ demişti.

Yıllardır haber yaparım, unutamadığım bir şey var. Bir maç öncesinde 12 yaşındaki torununun çamurlu kramponunun bağcıklarını dizlerinin üstünde bağlayan 50 yaşlarında hanımefendinin o andaki fotoğrafını çekmiştim. Bu bayan beni 3 ay sonra sahada gördü, koştu sarıldı. “Benim kocam futbolu sevmez ama senin çektiğin fotoğrafı ona göstermişler, çok sevindi. Torunum Abbas Ali’ye yeni ayakkabı aldı, maçlarına da geldi. Senin sayende kocam futbola izin veriyor” demişti. Bize bunlar yeter.

Bizim niyetimiz bağcıyı dövmek değil ama bazıları maalesef bunu idrak edemiyorlar. Ben hep söylüyorum, biz habercilik yapmıyoruz. Sadece amatör futbola gönüllü hizmet ediyoruz. Para kazanmıyoruz, kaybediyoruz… Bildiğimiz birçok haberi de kişi rencide olmasın diye görmezden geliyoruz.

Atatürk şöyle demişti;   Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, hulasa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.”

Ali Kemal Demir