Kulüpler borç batağından nasıl kurtulur?
Kovid-19’un yarattığı salgın tüm dünyayı kırdı geçirdi. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, yaşanan en büyük ekonomik krizle karşı karşıya kaldığımız konusunda tüm dünya hemfikir.
Oysa bazen krizler fırsat da doğurur… Kulüplerimiz ve Türkiye Futbol Federasyonu bu krizi değerlendirip fırsata çevirebilir. Kulüp başkanları koltuğu kaybetmek korkusuyla taraftarlara şirin gözükmeyi bırakıp, krizin yarattığı fırsatla doğru yola sapabilir.
Kulüplerimiz salgının yarattığı pandemi yüzünden iki aydır futbolun tüm gelirlerinden yoksun kalsalar da bu kaosu fırsata çevirebilirlerse gelecekleri oldukça aydınlık olacak… Üstelik bu yolda, salgının sebep olduğu kaosun farkında olan taraftarların yeniçeri misali; “transfer isterük” diye ayaklanmaları da olmayacağından kulüplerin elleri de bayağı bir rahatlayacak. Çünkü gönül verdikleri takımın taraftarları olan büyük bir çoğunluk, salgın sonrası ekonomik olarak sorun yaşayacağından, tuttuğu takımın geçmiş yıllardaki pahalı transferleri yapamayacağını doğal olarak kabullenecek. Bu durum, yöneticilerin kulübü mali bakımdan rahatlatmalarına sebep olacak.
Borç labirentinden çıkış mümkün
Salgın öncesi borç batağında olan kulüplerimiz, labirentin içinde kaybolmuş vaziyette dönüp dolanıp bir türlü çıkış yolunu bulamıyordu. Kanımca, salgının yaratacağı ekonomik kriz, bir bakıma onlar için kurtuluş yolu olacak. Tabii bu durumda en büyük iş TFF’ye düşmekte. Ülke futbolunun yeniden yapılanması adına TFF’nin başrol oyuncusu olması şart. Futbolun içinden gelmeyen yöneticilerin cirit attığı kulüplerimizi kaderine terk edip olacakları seyretmek, kulüplerin bu krizi ıskalamasına sebep olabilir. Bu yüzden TFF tüm sorumluluğu üzerine alıp, kulüplerimizi mali yönden rahatlatmak adına getireceği yaptırımlarla, ülke futbolunu kalkındırmak için öncülük etmelidir…
Yaptırımlar neler olabilir dersek; öncelikle yabancı oyuncu transferini en fazla 4 futbolcuyla sınırlandırıp, kulüplere altyapılarından en az 5 oyuncuyu kadroda bulundurmaları şartı getirilmelidir. Sonrasında, kalkınma adına, amatör ligleri de canlandırmak ve desteklemek de şart. Sadece İstanbul’da 1000’in üzerine amatör takım varken bu lige gözünü kapatmak anlaşılır gibi değil. Her yaş grubunda mücadele eden sporcularıyla sadece İstanbul’da 150 binin üzerinde futbolcu keşfedilmeyi beklerken, yıllardan beri borç içinde yüzen kulüplerimizin amatör ligi yok saymaları büyük bir hata. Futbolumuzun kalkınması için diğer bir hamle, her profesyonel takımın kadrosuna amatör liglerden iki oyuncu transfer etmesi şartını da ekleyip ancak bu koşulları yerine getiren takımların lige katılmasına izin verileceğinin açıklanması olabilir. Ayrıca, TFF’nin bu yaptırımları kendi üzerine alması, taraftarların ve basının kulüpler üzerindeki olası transfer baskısını ortadan kaldıracağından, yöneticilerin mali yönden ellerinin rahatlamasını da sağlar.
Ülke futboluna yön vermesi beklenen özerk bir kurumun yapması gereken bu. Sorumluluk almak belli konularda gözü kara olmayı gerektirir, belli bir kesime ödün vermeyi değil… Ve salgının dünya çapında yarattığı ekonomik krizi fırsata çevirip ülke futbolunu kalkındırmak için devrim niteliğinde kararlar alması gerekenler de koltuğu teslim ettiklerimizdir. Cesur ve kararlı olup, ülke futbolunun kalkınması ve kulüplerin borç sarmalından kurtulması için yapılması gerekenler yapılmalıdır.
Atilla Özalp
Not: Bu yazı https://www.aydinlik.com.tr/den alınmıştır