“Hiç kimsenin haddi değildir bir Spor Kulübünü terbiye etmek”
Spor müsabakalarının değeridir taraftar. Eğer bir spor müsabakasında tribünler dolu ise o müsabakanın değeri de çok artmakta manevi olarak.
Sporcusundan başkanına, teknik adamdan malzemecisine taraftar önünde oynamak bir başka heyecandır. Haberci, hangi spor müsabakasına gitse öncelik tribün haberidir, taraftarların renkli görüntüleridir öncelik…
“O sevgi dolu kalpler sessizdir”
Bugün Türkiye’mizdeki spor müsabakalarında gelinen noktada taraftar yokluğu tat vermemektedir maçlara. Tribün yokluğu nedendir? Benim görüşlerim ve izlenimlerimi aktarıyorum sizlere: Sporda taraftarlar özgürdür. Sevdiği, tuttuğu ve taraftarı olduğu takımına sevgisini, aşkını haykırandır. İnsanlar birbirlerine aşık olurlar ama bir türlü “seni seviyorum” demeye cesaret edemezler. O sevgi dolu kalpler sessizdir, suskundur. Kalpler coşkundur, heyecandır, aşıktır ama suskundur. Bu suskunluğu tribünlerde göremezsiniz, orada daima coşku ve aşk yaşanır. O suskun olan kalpler binler, on binler olarak “seni seviyorum” diyerek haykırırlar. Seni seviyorum, sihirliden ötedir statlarda etkisi. Bu iki kelimenin.
“Taraftar olmak özeldir”
Bizim spor dünyamız amatör futbola hizmet etmektir. Bizim dünyamızın renklerinde ayırım yoktur. Her takım, her renk ve taraftarlar bizim için kutsaldır. Dün birinci ligde, profesyonel liglerde oynayan bu gün amatörde mücadele eden Feriköy, Beykoz, Vefa, Beyoğluspor, Küçükköy, Alibeyköy, Zeytinburnu, Taksim, Bakırköy ve diğerleri on binlere oynarken bu gün taraftar olarak binlerin altına düştüler ama taraftarları var. O taraftarlar takımlarına dün olduğu gibi bu günde aşkla bağlılar. Sevgilerini haykırmaktalar. Sevgileri ile yaşatmak istiyorlar takımlarını zamanın değirmeninde ezilmemeleri için. Taraftar olmak özeldir. Taraftar karşılık beklemez. O daima verir. Maddi olarak verir, manevi olarak verir daha olmadı canını bile verir renkleri için.
“Taraftar olmak suç mu?”
Hiç kimsenin haddi değildir bir spor kulübünü terbiye etmek. Federasyonların görevi, futbolu adil ve yasalara göre yönetmeleridir. Federasyonlar statlarda tedbir almalarını, düzeni sağlamakla görevlidirler. Taraftarların kulüp sevgilerini daha yukarılara taşıyacak düzeni sağlamalılar. Kimseleri ve kulüpleri kayırmayacaklar, zaten kimsenin iltimasa ihtiyacı yok. Spor yaşayanların hayatları sporcular ve statlar arasında geçmektedir. Müsabakalar için stada girdiğimizde eğer tribünlerde taraftar coşkusunu görürsek önce beden dilimiz rahatlamakta gülümsemekteyiz. Dün profesyonel ligde oynuyorlardı bu gün amatör liglerde oynamaktalar. Taraftarları her zaman yanlarında… Taraftar olmak suç mu? Spor kulüplerine yaklaşımlar “akıllı olsunlar” değil de biz federasyonlar olarak bu insanlara nasıl güzel hizmetler götürebiliriz mantığında olmalı.
Yazı: Orhan Budak