Her türlü pazarlık serbest!
Şöyle bir bakacak olursak her kulübün bir kuruluş felsefesi, bir mantalitesi, bir duruşu vardır. Zamanla ona uygun bir kültür, bir karakter gelişir. Ancak bu gelişme kendiliğinden oluşmaz. Bir gün bir yerde veya bir maçta bir şey olur biri çıkar bir karar alır, bir şey yapar işte bu tutum ve davranışlar ilerleyen zamanlarda takım ruhu, karakteri olarak karşımıza çıkar.
Onun için Antrenörün karakteri takıma, Başkanın kişiliği ise kulübe yansır denir.
Oyuncunun, masörün, malzemecinin herkesin tutumu bu takımdan önemlidir.
Zira söz konunu olan bir camianın spor kültürü, spor ahlakı, bir ilçenin spor politikasıdır.
Buna bir örnek verecek olursak;
Bir tarihte Selami Değirmenci, teşvik primi aldılar diye hocayı, masörü, takım kaptanı dahil 5 oyuncuyu kovmuş, dağıtılan paranın tamamını ertesi gün kuruşuna kadar iade etmiş ve bu tutumu da ulusal basına manşet olmuştu.
O zamanlar Silivrispor’da kimsenin alacağı kalmaz, Silivrispor hiçbir maçta formasının altına başka kulüp forması giyemez deniyordu!
Bugün bakıyoruz da, maaş alamayan malzemeciden 5, oyuncunun babasından 30, önümüzdeki sezon hesaplaşırız diye Erzin Başkanından 15, Kızılcabölük’ü yenmek için Erzurum’dan 50 al ve bir hafta sonra 1-0’dan 2-1 Dadaşa diyet öde!
Her türlü pazarlık serbest.
Her şeyin fiyatını biliyorlar ama etiğin, sportmenliğin değerini bilmiyorlar…
Nurgül Eşarpları’ndan 50 bin liralık eşarp alınmış!
Fakat bu eşarpları ne tribünde, ne gecede, ne anneler günü ne de sevgililer günlerinde bir kişide bir eşarp göremedik!
Bu eşarplar örtü olarak kullanılıyorsa, çok pahalı bir örtü olmuş!
Acaba o örtünün altında başka neler, neler var acaba?
Şaibe ve suiistimal o kadar yayıldı ki Özcan Başkan, Zafer Bıyıklı’nın cebine parayı koyup takımın peşine taktığında biz Silivrispor olarak 1211 No’lu yasa kapsamında ligde kaldık. Kısacası teşekkürler Özcan Başkan…
Şimdi herkes Kongreyi bekliyor.
Elini taşın altına koyanların açıklamalarına bakıyoruz. Nazikçe “deniz bitti, yol ayrımına geliyoruz. Kulübün eski haline dönebilmesi için bir an evvel kurumsallaşma ve kısa vadeli kişisel çıkar değil, uzun vadeli toplumsal yararları dikkate alacak yeni bir yönetici profiline ihtiyaç var” diyorlar. Sonuna kadar katılıyorum…
Kulüp Balçıklıova olmadan harekete geçmekte fayda var.
Ben olsam, belediyeden gelen paralar Zafer Bıyıklı’ya teslim edilmeye başladığı gün bırakıp kaçardım. Nedeni gayet basit kamuoyunun direk Yavuz dediğini belediyenin birkaç tabela kullanarak tarif etmesinden başka bir şey değil ki bu durum.
Dolayısıyla kongrede yeniden adaylık mı?
İddia gelirlerinden yüzde verseniz bile inanmam…
Adam karısını doktora götürmüş doktor muayeneden sonra ilaç yazarken adam “neyi var” diye sormuş?
Doktor bir şeyi yok “sadece midesine bir şey dokunmuş” deyince adam bıyıklarını burarak teveccühünüz doktor bey teveccühünüz demiş.
Bizde çok mu ileri gitmişiz?
Engin Akın