Her şeyi bilenler ve futbol
Bizim bireylerimizin her biri bir şey bilmese de çok şey bilir!.. Nasıl olur bu şimdi derseniz, bir bilen olarak durumu açıklamaya çalışalım bakalım…
Yolda adres sorduğunuz zaman adresi bilmediği halde size verdiği tarifle çok inandırıcı olup yanlış yola sokanlara tanık olmuşluğunuz mutlaka vardır;” Abi az git, ilk sağa sap, sonra soldan ikinci yola gir, yüz metre gittiğinde karşına çıkar…” Gidersin gidersin de bir türlü karşına çıkmaz. İkinci bir tarif, üçüncü tarif derken bir bakarsın ki kaybolmuşsun…
Ülke futbolunda yaşananların bu yol tarifiyle benzerlikleri var. Futbolun içinden gelmeyerek idareci ve başkanlık yapanlar başarısız bir futboldan sonra doğru yola çıkmak için yanlış kişilere danıştıklarından futbol denen labirentte kaybolup çıkmaz sokağa girmekteler… Hal böyle olunca basın yoluyla da kafaları iyice karışan yöneticiler yanlış üstüne yanlış yaparak koltuklarını kurtarmak adına ilk olarak teknik direktör değişikliğiyle günü kurtarma yoluna giderler. Bazen aşı tutar ve takımın futbolunda ufak da olsa bir kıpırdanma gözlenir. Eğer alınan sonuçlarda iyiye giden bir durum yoksa suç yine takımı iyi çalıştırmayan eski teknik direktördedir…
Göreve başladığından beri, günah keçisi ilan edilerek, aralıksız olarak saldırıya geçilen eski teknik direktörün bu kadro yapılanması ile başarılı olamayacağı gerçeğini gözardı edenler hoca değişikliğine rağmen başarı gelmediğinden, kendilerini kurtarmak için gelen hoca enkaz devraldı söylemiyle suçu yine eski teknik direktöre atarlar…
Kulüplerimizdeki yöneticilerden pek bir farkı olmayan halkımızın içindeki her bir birey de özellikle futbol hakkında her şeyi bilen olarak bol bol ahkam keserler; “O topa öyle mi vurulur oğlum.. Ben top oynarken Arda benim yedeğimdi. Babam benim futbolcu olmamı engellemeseydi şimdi bende Arda Turan gibi olurdum…” Futbolcu olamayıp farklı meslek gruplarından olan her bir birey ebeveynleri tarafından engellemeseydi günümüz futbolunun zirvesinde olurlardı…
Farklı farklı mesleklerle geçimini sağlayanların esasında uzmanlık alanları futboldur ama kader ağlarını yanlış ördüğünden dolayı yetenekleri dışında bir meslek sahibi olmuşlar ve tabi ki bu engellemeler yüzünden de kaybeden ülke futbolu olmuştur… Oysa babası engellemese, hocası da o’na kafayı takmasa, bugün o’ da, ülke futbolu da kurtulmuştu… Yolda, trafikte, çarşıda, pazarda, her yerde, özellikle futbol konusunda, herşeyi bilenlerin yüzündendir bugün ülkede yaşananlar. Fanatiklerdir. Takımları yenilse de rakibi alkışlamazlar. Taktik desen onlardan sorulur, transferlerde de uzmandır. Sanki bütün hafta boyunca antrenmanlarda futbolcularla çalışan kendileriymiş gibi hocanın oynatmadığı futbolcuyu da kadroya koyar. Dedim ya bizim bireylerimizin her biri bir şey bilmese de, çok şey bilir!.. Eee hal böyle olunca da ülkenin her yerinde olduğu gibi futbolda da yerlerde sürünür…
Atilla Özalp
Bu yazı Aydınlık Gazetesinde yayınlanmıştır