Hakemler sahada olacak
Son günlerde İstanbul’da herkes şu sorunun cevabını arıyor, “Hakemler bu hafta sahaya çıkacak mı?”
Önce futbol oynamış, sonra Antrenörlük yapmış ve daha sonra Hakemlik yapmış birisi olarak konuşacağım. Kendimi her zaman Hakem camiasından birisi olarak gördüm, en sevdiğim camia da Hakem camiasıdır…
Bir Hakemin güzel bir maç yönetip sahadan güler yüzle ayrılması beni çok mutlu eder. Bir Hakemin sahada saldırıya uğraması da en çok beni üzer; çünkü ben de Hakemlik yaparken maalesef darp edildim. O zamanın şartlarında İl Hakem Kurulu ve Dernek bana sahip çıkmadığı için Hakemliği bitirdim. İsim isim yanlış yapanları yazarım. Bu isimlerden birisi şu anda MHK’de görev yapıyor…
Dayak yiyen iyi Hakem olurmuş!
Bir Hakemin darp edilmesini görmek beni 2007 yılında Sütlüce’deki Köylerarası Turnuvaya götürüyor. Karakolda sahipsiz kalmam geliyor aklıma, Taksim İlk Yardım Hastanesinde tek başıma kalmam geliyor aklıma. Ayağımda yaralar, dudağım patlamış, belimde darp izleri varken yanımda Alper Yolcu kardeşimden başka Hakem camiasından kimse yoktu. Telefon dahi açmadılar. Olaydan 3 gün sonra “dayak yiyen iyi hakem olur” dediler, hepsi o kadar. Sadece Kulaksız Okspor Kulübünün Yöneticileri ve mensupları yanıma geldiler. Çünkü Oksporlu eski futbolcuyum…
Ben de Hakemlik yaparken dayak yedim
Dayak yiyen bir Hakemin evine gittiğinde evliyse eşinin, varsa çocuklarının onun yüzüne nasıl bakacağını bilirim. Babasının, Annesinin neler söyleyeceğini bilirim. Ben Hakemlik yaparken, eski bir futbolcu olan Babam, defalarca “bize neden küfür ettiriyorsun, bırak şu işi!” demişti… Dayak yiyen Hakem psikolojisini en iyi ben bilirim. Çünkü ben de Hakemlik yaparken dayak yedim.
Hakemler de haklı Kulüpler de…
İstanbul’da bu sezon maalesef iyi başlamadı. İyi devam etmiyor. Benim esas endişem, U19 maçları ve 2. Amatör Lig maçları… Çünkü birçok Hakem, bu maçlara çıkmak istemiyor. 15 haftası geride kalan İstanbul’da birçok maçta Hakeme saldırı oldu. Hakeme saldırmak kimseye fayda getirmez. Bunu yapan takımlara ağır cezalar verilmeli. Yaptırım uygulanmalı. Bu çok çirkin bir eylemdir. Adli olaydır. Hakemler sahada Devlet Memuru olarak görev yapıyorlar. Hakemler tepki vermekte haklı çünkü yapacak başka birşeyleri yok. Kulüpler de Hakeme saldırmanın haricinde Hakeme tepki vermekte sonuna kadar haklı çünkü bazı Hakemler çok acemi ve henüz yönettikleri oyunun kurallarını bilmiyorlar. Sahanın üstünde tel varsa, top bu tele çarparsa oyun Hakem atışı ile başlar. Keyfi uygulama olmaz, sana göre, bana göre olmaz. Neler görüyoruz maçlarda, kural hataları, seyirciye küfür eden Hakemler, affedersiniz orasını burasını taraftara gösterenler vesaire…
Hakem adam uyanık olmalı
Ancak şunu unutmayalım, Türkiye’de Hakemlik ne kadar zorsa, bir Kulübü yönetmek Hakemlikten daha zordur. Antrenörlük de o kadar zordur. Kulüpler parayı havadan bulmuyor sonuçta. Bir takım nasıl idare edilir, iyi bilirim.. Kulüpçü olmak kolay mı sanıyorlar? Geliri olmayan Kulüpler neler yapıyor, o sahaya nasıl geliyor diye soran var mı? Bu takımlar kaç gün antrenman yapar, hangi saatte çalışır, idmana nasıl gelir, maça nasıl gider soran var mı? Geçen gün bir Süper Amatör Lig maçında, Kulübün Başkan Yardımcısı sakatlanan oyuncusu için ağır ağır saha içine tedavi maksatlı giriyor. Hakem şu ifadeyi kullanıyor, “Sen böyle geleceksen işimiz iş vallahi!” Yönetici de sokuyor lafı, “Ben Başkan Yardımcısıyım, sen bu iş için para alıyorsun, ben para veriyorum” Hakem adam uyanık olacak, ne konuştuğunu bilecek, maçtan önce Yönetici, Antrenör kartlarına dikkat edecek. Muhattab olacağı kişiye de bilecek ki ona göre konuşsun… Günümüz şartlarında Hakem, ‘leb demeden tuzlu mu tuzsuz mu olsun’ diyecek yapıda bir kişi olmalı… Bir beraberlik ile işinden kovulan, ekmeğinden olan Antrenörler var. Bunu da unutmayalım. Hata olur elbette, insanın olduğu her yerde hata vardır. Önemli olan iyi niyetli olmak ve birlikte güzel diyalog kurabilmektir.
Herkes işini iyi yapmalı
Yazdıkça yazabilirim, yüzlerce örnek verebilirim ancak konunun özüne girmek gerekir. İstanbul’da bu hafta Hakemlerin sahaya çıkmaması gibi bir durum vardı. Bu sorun aşıldı. Şimdi diyorlar ki, İstanbul İl Hakem Kurulu SAL Bülteninde Hakemleri yazmadı. İşi bilmeyenler kafasına göre yorum yapıyorlar. Yok efendim yazılmamış falan filan… İstanbul’da ligler sadece Süper Amatör Ligden ibaret değil. Ayrıca olay U17 maçında oldu, SAL maçında değil. Maçlar zamanında oynanacak. İl Hakem Kurulu da kendince haklı bu konuda. Bakınız, bir kategorinin isimlerini yazmadı. Hemen dedikodu kazanı kaynadı. Sorun yok Hakemler sahada olacak fakat bundan sonraki için durum biraz tehlikeli. Çünkü bir tepki verildi, diğer tepki çok farklı olacak. 2003-2004 sezonunda İstanbul’da iki maçta olay vardı, iki Hakem saldırıya uğradı, Hakemler ertesi hafta sahaya çıkmadı, değişen pek bir şey olmadı. Ancak olmalı, değişen çok şey olmalı. Herkes işini iyi yapmalı. Hakem iyi maç yönetmeli, iyi rapor yazmalı. Siyah ile beyazı ayırmalı. Kulüpler Hakemlere saygılı olmalı. Tepkilerini de makul şekilde vermeli. Dövmek, sövmek kimseye fayda getirmez… İl Hakem Kurulu işini özenle yapmalı. Maçın kritiğini etap zamanı iyi analiz etmeli, ona göre Hakem vermeli. Eşit ve adil Hakem ataması yapmalı. Elindeki en iyi Hakemleri sahaya sürmeli. Birçok maça da İstanbul’un en iyi Hakemlerini vermeli, Cüneyt Çakır gibi, Hüseyin Göçek gibi, Ateş Bitnel gibi… Amatör Ligde maç almayan Klasman Hakemi kalmamalı. Federasyon maçları iyi izlemeli. Saha ve saat tercihini iyi yapmalı. Sahalarda güvenlikçi, sağlıkçı vesaire diğer konularda görevini tam yapmalı. Disiplin Kurulu görevini iyi yapmalı, cezaları en doğru şekilde vermeli. İcap ederse Hakemi de Ceza Kurulu’na davet edip, yüzleştirme yapmalı. Ancak çok net söyleyeceğim, İstanbul’da benim gördüğüm biz haber yapanlar dahil, işini iyi yapan sadece Saha Komiserleri var…
Toto oynamayın
Velhasıl kelam, İl Hakem Kurulu da biliyor, Federasyon da biliyor, işi bilenler de biliyor, ben de biliyorum; İstanbul’da 600 civarı maç var, bu maçların oynanması gerekir. Bu hafta takımlar sahada, Hakemler görev yerinde olacak. Ancak, Hakemlerin bir tepki vermesi lazımdı, bunu en iyi şekilde verdiler. Geçmiş yıllarda da gerek Hakemi korumak, gerekse zor maçın Hakemine ulaşılmasını önlemek için bültenlerde isimler gizlendi. Bazen de küçük ve zekice bir hamle yaptı İl Hakem Kurulu, bugün yaptığı gibi… Sonuç itibari ile hepimiz aynı camianın içindeyiz. Ya birlikte iyi işler yapacağız ya da birbirimizi yiyerek rezil olacağız. Son olarak şunu ifade edeyim, Hakemin, Hakemden başka dostu yoktur. Hiç kimse haksız yere birisinin yıldızını parlatmaya kalkmasın, hiç kimse de toto oynamasın.