Hakemin sülalesini değil futbolcunun sağlığını araştırın
Son günlerde futbol sahalarından çok üzücü haberler gelmeye başladı. 1 ayda 3 futbolcu sahalarda kalp krizi geçirdi ve hayatını kaybetti.
22 Ekim’de, Kırklareli 1. Amatör Ligde Pehlivanköyspor ile Çiftlikköy takımları arasında oynanan karşılaşmada maç esnasında kalp krizi geçiren Pehlivanköyspor kaptanı Gürkan Binli kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
4 Kasım’da, Denizli’de Süper Amatör Ligde, Servergazi Stadı’nda Yeşilköyspor ile Sarayköyspor arasında oynanan maçın 35’inci dakikasında konuk ekibin forvet oyuncusu Ekundayo Ebenezer Mawoyeka, fenalaşarak yere yığıldı. 23 yaşındaki Nijeryalı futbolcu kaldırıldığı hastanede öldü. Babası ise sahada ambulans olmadığı için dava açtı.
Zonguldak 1. Amatör Ligi Ereğli Grubu’nda, maçın ilk yarısı tamamlandığında Gülüç Belediyesporlu futbolcu Miraç Bektaş, soyunma odasına giderken fenalaştı, kalp krizi geçiren oyuncuya ilk müdahaleyi futbolcular ve teknik ekip yaptı. Olay yerine çağrılan ambulansla Alaplı Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Miraç Bektaş, yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.
Geçtiğimiz senelerde maalesef sahalarda kalp krizinden ömrünü yitiren sporcular oldu. Bu üzücü haberler artık son bulmalı…
Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde artık insanlar kalp-damar hastalıklarından, yaşam biçimlerine bağlı sorunlardan, çevre kirliliğinden ya da yoksulluğa bağlı hastalıklardan ölmekte. Bu durum karşısında pek çok ülke sağlık hizmetleri kavramını gözden geçirmektedir. Kötü beslenme, yetersiz uyku, yetersiz hareket ve aile içi, toplum içi huzursuzluklar dengeyi bozmakta, hastalıklara neden olmaktadır. Hanginizin futbolcusu dört dörtlük yaşıyor? Maçımıza atanan Hakemin neredeyse sülalesini araştırıyoruz, peki sporcularımızı takip ediyor muyuz? Bu çocuklar maç öncesi ne yapar, ne yer, ne içer? Maç sonrasında yeterli dinlenmeyi yaparlar mı? Tesisten çıkarken “İdman Salı günü 8’de, geç kalanı oyarım” diye bağırmakla bu işler oluyor mu?
Sahaya çık, rakibini yen, yenebiliyorsan Hakemi de yen ve bana 3 puan al gel. Sonra? Sonra yine meçhul…
Daha sağlıklı bir toplum için sporun yeri tartışılmaz, sporcu lisansları için sağlık raporu gerekmektedir. Ancak, ülkemizdeki pek çok rapor gibi, sağlık raporu da bir kağıt parçası gibi düşünülmektedir. İşte bu yüzden bu ölümlerin sorumluları bizleriz.
Futbolcuya uyduruk sağlık raporu veren sağlık kurumları, detaylı tetkikleri yapmayan ayaküstü “sağlık sorunu var mı?” sorusunu sorup sağlık raporu verenler bu ölümlerin sebebi sizsiniz. Kulüp yöneticilerimiz, işin doğrusunu yapmayıp ‘aman lisans yetişsin’ derdine düşüp uyduruk sağlık raporu almasına müsaade edenler bu ölümlerin sebebi sizsiniz!
Bu işlemleri denetlemeyen TFF’nin ilgilileri bu ölümlerde sizin de suçunuz var. Amatör futbolcu ile Profesyonel futbolcuyu ayıran, BAL maçında, Gelişim Liglerinde Ambulans ile Doktoru mecbur kılanlar, alt liglerde neden bunu yapmıyorsunuz? O zaman sorumlu sizlersiniz…
Herkes 3 puan peşine düşmüş ama futbolcunun sağlığını düşünen yok. Beyler, ateş düştüğü yeri yakar ama bizim de vicdanımızı yakıyor. Bu olaylara artık bir çare bulalım.
Ali Sait Çolak