Futbolcular Amatör mü yoksa Profesyonel mi?

Burhan Felek Stadında deneme maçına çıkıp beğenilmem üzerine amatör lisansım Üsküdar Anadolu kulübünde çıktığında mahalle arası maçlardan kurtulup hakemlerin yönettiği resmi maçlara çıkmaya başlamıştım…

İdmana gelip gitmek için çoğu zaman kaçak yolculuk yapardım… Yani cep delik cepken delik ama futbol aşkımın tavan olduğu, idman malzemelerini alıp evde yıkayıp getirdiğim yıllardı… Musluktan akan suyla susuzluğumu giderip sıcak su olmadığı için yıkanamaz iken alt yapıda birkaç maç oynandıktan sonra A takımla idmanlara çıkmaya başlayınca sıcak suyla tanışmış ama yine de parayla tanışamamıştım…

Evden futbolu bırakıp adam olmam gerektiği üzerine yapılan baskılar karşısında gizli gizli ağlayıp bütün olumsuz koşullar ve toz toprak sahalarda oluşan yaralanmalarıma rağmen yine de asla pes etmeden profesyonel olacağım günün hayalini kuruyor iken amatör milli takıma seçildim ve Alaattin Tüylüoğlu’nun başkan, Aziz Yıldırım ve Sadri Şener’ in yönetici olduğu A takımda 19 yaşında profesyonel yapılıp parayla tanıştım… Ve eğer o sene profesyonel olmasaydım günümüzde amatör liglerde olan paralar benim gençliğimde olmadığından futboldan çoktan kopmuş olacaktım… Hoş belki de çok daha iyi olabilirdi ama yazgı böyleymiş diyelim ve konuya gelelim…


Anafikri sevgi olan ve sadece gönülden bağlı olduğu futbolun hiçbir karşılık beklenmeden yapıldığı günler artık çok uzaklarda kaldı… Amatör; futbolu hiç bir karşılık beklemeden sadece yürekten sevdiği için tüm olumsuz koşullara rağmen bu spora gönül veren demekti. Hatta parasız pulsuz kar, kış, yağmur, çamur demeden aç susuz bu uğraşa koşa koşa gidenlere enayi diye bakanlar da az değildi. Ve bütün bu yoksunluklara rağmen yine de futbol oynamaktan vazgeçilmezdi… Ama amatör futbol günümüzde öyle bir şekil aldı ki artık bazı amatör takımların sadece adı amatör… Ve ne yazık ki ülkemizdeki çoğu güzelliğin yitip gitmesi gibi amatörlük denen anlayış da değerlerini yitirmek durumuyla karşı karşıya…

Profesyonel futbolcular kulüpleriyle yaptıkları sözleşmeler gereği 3 ila 4 yıl arasında kulübü izin vermediği takdirde transfer yapamazken, amatör futbolcular kulüplerinin “gıda yardımı” adı altında verdiği transfer paralarını alıp sezon sonunda serbest kalmakta. Üstelik bazı amatör kulüpler futbolculara 3’üncü ligde oynayan birçok profesyonel kulübün yaptığı tekliften daha fazla transfer teklifi sunduğundan profesyonel liglerde umduğunu bulamayan birçok futbolcu da amatörlüğe dönmekte… İdarecilerin tek hedeflerinin şampiyonluk olmasından dolayı, futbolcu transferine harcanan paralarla futbolcu yetiştirmek adına yapılabilecek yatırımlar da çöpe atılarak bugün şampiyonluklarını doyasıya kutlayanlar gerçekte yarınlarını karartmakta…

Amatör liglerde yaşananlar büyük bir kandırmaca… Asıl hedefin profesyonel liglere oyuncu yetiştirmek olması gerekirken, amatör liglerde yer alan birçok kulüp, ağabeyleri diye adlandıracağımız profesyonel liglerde mücadele eden kulüplerin yaptığı yanlışların peşinden giderek şampiyon olmak uğruna yaşı geçmiş oyuncularla büyük bedeller karşılığında anlaşıyorlar… Bu durumda harcanan da doğal olarak her zaman gençler ve ülke futbolu oluyor…

Yanlış anlaşılmasın!.. Amatör olarak futbol oynamak isteyenlerin paralar almasına karşı değilim… Benim karşı olduğum amatör olarak futbol oynayanlara yapılan hatırı sayılır ödemelerle gençlerin profesyonel futbolcu olamamalarına rağmen aldıkları bu paralar sayesinde sadece ve sadece günü kurtardıklarını görememeleri… Gençler profesyonel futbolcu olamadıkları için geleceklerini garanti altına alabilecekleri bir meslekleri peşinde koşarak futbolu para için değil sevdiği için yapmak yerine amatör kulüplerden aldıkları transfer paralarıyla günü kurtarmayı tercih ederek geleceklerini harcarken, futbolcu yetiştirmesi gereken kulüpler de bu yanlışa çanak tutarak gençlere ne yazık ki yol gösterici olamıyor… Ve kaybeden de en çok gençlerimiz oluyor…

Atilla Özalp

Bu yazı Aydınlık Gazetesinden alınmıştır