Futbol ve biz
Takke düştü kel göründü… Ne zaman teknoloji çağına girdik ve sosyal medyada futbol maçı yayınlanmaya başladı ülkemizde de insanlar statlardan kaçar oldu… Oysa naklen maç yayınları olmadan her şey ne kadar da güzeldi!..
Taraftarlar maça girebilmek için bir gece önceden gişeye en yakın yere gidip yorgan döşek gün ağarana kadar yatar sonra da maç saatini heyecanla bekleyip statları tıka basa doldururdu. Neredeyse maça girenlerin yarısı kadar taraftar da ciğercinin kedisi gibi stadın dışında umutsuzca beklerdi… Maç öncesi hangi malzemeden yapıldığı belli olmayan bol soğanlı köfte ekmeklerin tadı ve etrafa yaydıkları koku ise maç günlerinin en büyük renklerinden biriydi…
Derken naklen maç yayınlarıyla beraber dünyadan da futbol izlenmeye başlayınca takke düştü kel göründü… Böylece ahali bizim ülkede futbolun oynanmadığının farkına vardı ve gerçek futbolseverler ekran başından ayrılmadı…
TEKNOLOJİ ORTAYA ÇIKARDI
Sosyal medya olmadan önce hiç olmazsa biz bizeydik ve çamur sahalarda oynanan futbol çağ dışı da olsa hafta sonları statları doldururken hayatımıza teknolojinin girmesiyle Avrupa’nın ne kadar gerisinde olduğumuz ortaya çıktı ama iş işten geçti. Sonradan görmelerin davrandığı gibi aç gözle her şeye saldıran bizler yeşili katledip arsalara binaları dikip mahalle arasında top oynanacak alan bırakmayıp yurtdışında yıldızı sönen futbolcuları ligimize sokup altyapıyı da umursamayınca eksik olan futbolumuz da tamamen tükendi…
Futbolcu yetiştiremediğimiz için gurbetçi futbolcularla ülke futbolunu kurtarma yoluna gittiğimiz milli takımda ve oynanan futbolun kalitesi yüzünden de üst düzey yabancı oyuncuların gelmediği ligimizde futbolun tat vermemesi yüzünden yakın bir gelecekte statlarda ya sebze meyve yetiştirmeye başlarız ya da statları yıkıp gökdelenler dikeriz…
Hiç “hadi canım sende” demeyin mahalle arasında koşturup futbolcu olduğumuz arsalara hatta ve hatta tarihin birebir resmi olan kalıntılara bile acımadan gökdelenler AVM’ler dikmedik mi? Son iki yılda İstanbul’a 705 gökdelen ve 72 AVM dikerken kaç stat yaptık?.. Eee o zaman futbolumuzun bu kötüye doğru giden durumunu düzeltecek akıllı planlar yapmayıp habire laf salatası yapılırken bomboş statların yıkılmayacağı ne malum…
Bizim ülke olarak en büyük karakteristik özelliğimiz “saldım çayıra mevlam kayıra” durumu… Bize bir şey olmaz diye kadar her şeyi yaradana havale edip son ana kadar bekleyip sonra telaş içinde sorunu halletmek için çabalar dururuz… Oysa sorunu bilerek savsaklamadan, işi baştan sıkı tutup kimseye torpil geçmeden, çalmadan, hak yemeden, paraları saçmadan gerçek futbol sevdalılarını göreve getirip altyapılara gereken desteği vererek 8-10 yıllık plan yapıp sistemli bir şekilde çalışmayla dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almak asla hayal değil…
Atilla Özalp
Bu yazı Aydınlık Gazetesinden alınmıştır