Dolar 34,4234
Euro 36,2867
Altın 2.842,72
BİST 9.419,03
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 12°C
Çok Bulutlu
İstanbul
12°C
Çok Bulutlu
Cts 14°C
Paz 14°C
Pts 16°C
Sal 17°C

FFP (Futbolda Fena Patladık)

A+
A-
20.08.2018

UEFA; “kulüplerin izlediği yol, yol değil, yöneticiler yarınını düşünmeden kulüpleri borçlandırarak batırma noktasına getiriyorlar.

Bu duruma el koymak gerek yoksa futbol falan kalmayacak” diyerek FFP’i (Finansal Fair Play) kurarak kulüpleri denetim altına aldı… Ve Ziya Paşa’nın “nush ile uslanmayanı etmeli tekbir, tekbir ile uslanmayanın hakkı kötektir” dediğine benzer bir söylemle “bütçeni denkleştir eğer giderin gelirinden fazla ise transfer yapamazsın, seni yok sayarım” diye aba altından sopayı gösterince bizimkilerin aklı da en sonunda yerine geldi.


UEFA bu dayatmaları getirmeden önce beynimiz vücudumuzda başka bir bölgemize yerleşmişti ama en sonunda yaşadığımız korkuyla kafamızın içine geri döndü ve kulüplerimizin tamamı bütçelerine göre transfer yaptılar ve bir zamanlar ülkenin ekonomisini güçlendirmek adına dilimizde pelesenk olduğu gibi “ Yerli malı Türk’ün malı herkes onu kullanmalı” diyerek yerli oyuncu transferine de yöneldiler…

Hani atalarımız “Her şerde bir hayır vardır.” demişler ya, işte futbolumuzun kötüye gidişindeki “hayır” yani güzellik de FFP’in dayatmaları sonucu kulüplerimizin altyapılarına hak ettiği önemi vererek, yapılması gereken tek şeyin başkasının tarlasından futbolcu almak yerine, oyuncu yetiştirip, satmak olduğunu geç de olsa anlamaları oldu.

Tamam FFP ile kulüplerimiz doğru yolu buldular ama dövizin önlenemeyen yükselişi yüzünden de borçları da durduk yerde bir hafta içinde yüzde otuz daha arttı. Yani neyi doğru yaparsak yapalım dışarıya bağımlı yaşamaktan dolayı ne yazık ki dövizin egemenliğinin sürdüğü ülkemizde sırtımızda öyle bir borç yükü var ki anlatılır gibi değil. Paçayı kaptırmışız bir kere bu yüzden de beli bir türlü doğrultamıyoruz.


Yıllar önceydi, kim ne zaman dedi anımsamıyorum ama futbolumuzun kötüye giden durumunun nedenleri sorulduğunda verilen yanıt çok netti; ülkenin durumu ne ki futbolumuzun durumu iyi olsun…

İşte bu harika kısa ve öz yanıtta olduğu üzere kulüplerimizin ve bizim mali yapımızın kötüye doğru gidişatını düzeltmek için; özgürlük, adalet, eşitlik, eğitim gibi konularda çağdaş ülkelerin izinden giderek, hayvancılık ve tarım ürünlerinde kendi kendine yetip, satın almak yerine üretim yapıp, savurganlığa son vermek adına da tasarrufa önce meclisten başlayıp cumhuriyeti kuranların fabrika ayarlarına geri dönersek rahip Branson’muş, Amerikaymış havagazı gelir bize. Ama eğer fabrika ayarlarına dönmeyip yaşadığımız tüm yoksunluklara rağmen “bütün dünya bizi kıskanıp çekemiyor bu dolar nasıl olur da artar ve bizim paramız da değer kaybeder anlaşılır gibi değil” diyerek saçmalar durursak da, ne ülkenin durumu ne de futbolumuzun durumu asla refaha kavuşmaz.

Atilla Özalp

Bu yazı https://www.aydinlik.com.tr’den alınmıştır


ETİKETLER:
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

error: İzinsiz kopyalanamaz!