Federasyonun imdadına AÖF Sınavı yetişti
Son iki yıldır futbol terörünün hızla arttığı İstanbul’da artık Kulüpler, Hakemler, futbolcular, taraftarlar ve sporseverler güvende değil.
Sağlık skandallarının bitmediği İstanbul’da, yeşil-sahalarda yaşanan futbol şiddeti de insanları maçlardan soğuttu. Amatör bir maça görevli gelen Polisin de söylediği gibi “bu olaylar Profesyonel maçlarda bile olmuyor…”
Bunun sebebi son derece açık; Profesyonel maçlar boş tribünlere bile oynansa olağanüstü güvenlik önlemi alınıyor. 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un yürürlüğe girmesiyle üst lig maçlarında istedikleri gibi holiganlık yapamayanlar amatör maçlarda tatmin oluyorlar. Bunun adına da “semt aşkı” diyorlar. Birçok amatör maçta olaylardan sonra gözaltına alınanların Süper Lig maçlarındaki olaylardan dolayı aranması olduğu ve Amatör maçta tesadüfen yakalanıp tutuklandığına da bizzat şahit oldum.
Bu olaylardan sonra bazıları federasyonu suçlu gösteriyor, kimisi kulüplerin yöneticilerini suçlu gösteriyor, genel kanıda ise futbola siyaset karıştırıldığını düşünüp suçu devleti yönetenlere atıyorlar. Futbolcuları ve Antrenörleri suçlayan da çoğunlukta. Aslında hepimiz suçluyuz… Artık bu olaylara önlem almamız gerekiyor.
Kulüpler suçlu çünkü bazıları bu olayları teşvik ediyor. Takımların malzeme çantasında sahaya kesici ve delici aletler soktuğunun duyumlarını alıyorum. Herkes ikinci maçta rakibin tehdit ile baskı ile yenmenin derdinde… Bazı Antrenörler suçlu çünkü kazanmayı herşeyin başı sanıyorlar. Oyuncular suçlu çünkü sahada tehdit, hakaret, Hakeme saldırı vesaire onlarca olaya sebep olanlar var. Siyasiler de suçlu çünkü kendilerini sadece seçildikleri bölgenin hamisi sanıyorlar. Hakemler de suçlu çünkü birçok maçta ciddi hataları var.
Ve Federasyon; İstanbul’un nüfusu 20 milyona dayandı. Amatör Kulüp sayısı 1000 civarında. Her gün yeni Kulüpler kuruluyor. Siyasiler Amatör Federasyona yeni Kulüplerin kurulması için baskı yapıyor, Federasyon bu taleplere ‘hayır’ deme gücüne maalesef sahip değil… Kontrolü sağlanamayan ve yeterli alt yapısı olmayan Kulüpler bir üst lige çıkmak, Belediyelerden maddi yardım ve ödül almak için sadece kazanmayı düşünüyor. Belediyelerin maddi yardımın yanı sıra spor için tesis de kazandırması gerekiyor. Ama onlar yıkmayı tercih ediyorlar. Bugün İstanbul’da adının başında Belediye olan birçok saha maalesef pislik içinde. Birçok takım bu yüzden soyunma odalarını kullanmıyor. İnsanlar hepatit virüsü kapabileceği odalarda soyunuyor. Ancak bazı tesisleri tenzih ediyorum; İstanbul’da çok güzel tesisler de var. İstanbul’da 800 Amatör futbol kulübü olsa, her birinin en az 4 kategorisi olsa 3200 takım eder. Buna saha, tesis, sporcu, hakem maalesef yetmez. Okul maçları ile birlikte İstanbul’da oynatılan maç sayısı korkunç bir rakama geliyor. Federasyonu suçlamak istemiyorum ancak bazı konularda eleştirilerim olacak. 30 kişiyle 3200 takımın hakkından gelmek zor. İstanbul ASKF Başkanı çaba harcıyor, bunu kabul ediyorum. İl Temsilcimiz çok gayretli bir insan ancak Federasyondaki yöneticilerin tamamı çeşitli Kulüplerde Başkan ve Yönetici. Dolayısıyla kısmen taraf durumundalar. Birçoğu üzerlerindeki Kulüp formasını halen taşıyorlar. Aslında Orhan Saka’nın kapısında bu formayı bırakmaları gerekir. İl Temsilcisi Ali Tanrıyaşükür halen yanına Yardımcı alamadı. Halbuki Kulüp sayısı sebebiyle en az 3 Yardımcısı olmalı. ASKF geçtiğimiz günlerde bir görev dağılımı yaptı. Ben yazdım ama kendi içlerinde muhbir aramaya başladılar. Demek ki kendilerine bile güvenleri yok… Adı Amatör olan Federasyon, Profesyonel Kulüplerden Sorumlu Yönetici atıyorsa ben buna ne yazsam boş… Ayrıca çok sayıda ASKF Yönetim Kurulu Üyesi bu görev dağıtımından şikayetçi. Birçoğu boş ve anlamsız görev aldıklarını düşünüyor. İstanbul’da en önemli görev sağlık ve güvenliktir. Son dönemlerde ASKF Yönetim Kurulu Üyelerinin adları sahalardaki olaylarda geçiyor, bu hepsinden kötü.
İstanbul Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu seçim zamanı çoğumuzun adını bile bilmediği birçok ihtisas Kulübünden hatırı sayılır oy aldı. Hatta seçimin galibini bu oylar belirledi ancak ASKF Yönetiminde bu isimlere rastlamak mümkün değil. Spor sadece futboldan ibaret değildir. İstanbul Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu ilk kurulduğunda adının başında ‘Futbol’ vardı ancak Dernekler Masası bunu kabul etmedi ve şimdiki ismi verildi. Futbol dışı Kulüpler neden sadece oy zamanı hatırlanıyor?
Uzun, uzadıya yazıp konuyu iyice dağıtmak istemiyorum. İl Disiplin Kurulu verdiği ve vermediği cezalarla İl Temsilciliğine kambur olmaya başladı. Hakem raporları da bu şekilde… İstanbul Futbol İl Disiplin Kurulu’nun derhal değişmesi gerekiyor. Kurul, kitabın ortasından okuyor. Cezalar adil değil. Kınama diye bir ceza veriyorlar. Kınama nedir Allah aşkına söyleyin? Millet gülüyor artık bunlara. Bir Antrenöre bir sezonda 4 defa ihtar verdiniz, Hakemler ilk sarıdan sonra kırmızıyı veriyor ama siz 4 sarı kart verip atmıyorsunuz. Seyircisiz maç cezası veriyorsunuz, seyircili olsa bu kadar insan maça gelmez. Dört tarafı açık sahaya seyircisiz maç cezası verip de niye kendinize yazık ediyorsunuz! İl Disiplin Kurul Başkanını halen bir amatör maçta gören yok. Kurul’da görev alan ve hakemleri temsil eden kişi halen hem Gözlemci hem de Disiplin Kurulu Üyesi, bu ciddi bir hata. Neden halen görev başında? Geçtiğimiz günlerde savunma için Orhan Saka’ya gelen bir Kulüp Yöneticisi toplantı esnasında Avukata saldırınca zor durdurdular. Apar topar dışarı çıkarttılar. Bu Kurul’a Profesyonel yöneticilerin yanı sıra, Amatör Ligi iyi bilen Avukatlar lazım. Bizde İl Disiplin Kurulu, TFF’de ise Amatör Futbol Disiplin Kurulu futbola fayda yerine zarar vermeye başladı.
Amatör Federasyonun eksikleri çok. Bunları zaten her zaman dillendiriyorum. Tertip Komitesinde kimlerin görev yaptığını iki yıldır resmi siteden yazamadılar. Bu sene seçim de olmadı. Geçmiş yıllarda görev alanların sürekli olarak kendi kulüplerini kollamaya çalıştığına dair tepkiler de vardı. Bu Kurulda görev alanların derhal isimlerinin İl Temsilciliği sitesinde ilan edilmesi gerekir.
Amatör Federasyonda hangi maçın olaylı, hangisinin güle oynaya geçeceğini bilen kişilere de ihtiyaç var. Bakıyorum, en alakasız maçta güvenlik önlemi var. Ne olacağı belli maçta Allah’ın tek bir kulu yok.
Federasyon ligden çekilen takımlara önlem almalı. Geçtiğimiz senelerde liglerden çekilen takımların yine lige alınarak haksızlık yapıldığını ve statülerin çiğnendiğine şahit olduk. Ligden çekilen takıma yaptırım olmaz ise herkes kafasına göre davranır. Alt yapı liglerinde çekilen takımların haddi hesabı yok. 5 maçta lig bitmez. Bunlara çare bulunması lazım. Süper Amatör Ligde 10 takım çekildi. Diğer liglerde bu sayı daha fazla. İlk maçta rakibini döven takım iddiası kalmayınca ligden çekiliyor. Bu takım beni yendi rakibime sahaya çıkmıyor, benim 3 puanımı kim verecek? Sonra yeni bir kural çıktı, ‘bu hafta işim var sahaya çıkmıyorum’ Böyle komik iş mi olur, halı sahada bile kaparo veriyorsun, gelmezsen paran yanıyor. Çocuk oyuncağına çevirdiniz İstanbul futbolunu…
Liglerde sahtecilik arttı. Federasyon bunun da önüne geçmeli. Sahte oyuncu oynatan takımlar ağır cezalar almalı. Bu işe yeltenen Antrenör ve Yöneticiler ağır cezalar almalı. Antrenöre sırf yaptığını kabul etti diye 15 gün ceza veremezsiniz. Talimatlara aykırı davranıyorsunuz. Aynı suçu işleyen diğer Antrenör 90 gün ceza alıyorsa size artık kimse inanmaz. Adamına göre, Kulübüne göre, Başkanına göre, saçının rengine göre ceza olmaz.
Ali Tanrıyaşükür… İlk başta tanıyamadığım için haksızlık ettiğim bir kişidir. Tanıdıkça saygınlığım arttı ancak Başkan artık masaya yumruğunu vurmalı. Geçtiğimiz günlerde siteden bir duyuru yayınladı. Kendisini aradım, “Başkanım siz neden rica ediyorsunuz, cezaları arttırın. Yaptırım gücünüz var” dedim. İl Temsilciliği görevine geldiğinden buyana bir çok kişinin haklı takdirini kazanan Ali Tanrıyaşükür bana göre ASKF Genel Sekreterliği görevinden ayrılıp tüm mesaisini İstanbul futboluna vermeli. İl Temsilciliği yanına İl Disiplin Kurulu’nu da alıp Orhan Saha Amatörler Evinden ayrılmalı ya da ASKF başka bir yere taşınmalı. İki Kurum bu kadar iç içe olmamalı.
Yazının başında “Federasyonunun imdadına AÖF Sınavı yetişti” yazdım. Cumartesi sabahı saat 11’de bana gelen bilgide, İstanbul’da bu hafta liglerin ertelendiği vardı. Açıköğretim Sınavı tam da olayların tavan yaptığı dönemde bahane oldu. Liglerin zamanlamasını hatalı yapan İl Temsilciliği bu sınava sığındı. Madem sınav vardı, neden bundan 2 ay önce AÖF sınavlarının vize zamanı ligleri ertelemediniz? Daha önce bu sınav yüzünden İstanbul’da maçlar tatil edilmedi, şimdi bu kararı neden aldınız? Baraj maçları yüzünden Bölgesel Amatör Lig ile Süper Amatör Lig Klasman Grubunu aynı tarihlerde bitirmeyi amaçlayan İl Temsilciliğinin hesabı sekteye uğradı. Ocak ayında kar yağmadı lige ara verilmedi, imdada sınav yetişti ama kimse sınav olayına inanmıyor. Ben de inanmıyorum.
Bir başka sorun da transfer döneminin başlaması… Şimdi birçok futbolcu 2. transfer tescil döneminde başka takımlara gidecekler. Bu erteleme onlar için hiç iyi olmadı. İl Temsilciliğinin bir hafta erteleme kararına büyük tepkiler var.
Süper Amatör Lig Klasman Grubu döneminde TFF’nin Riva’da, Mükemmel Hakemlik Merkezi Kursu (Center of Refereeing Excellence) açacağını öğrendim. Bu hakemler İstanbul’da mecbur maç yönetecekler. İstanbul Amatör Ligini bilmeyen Hakemler geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yine kötü yönetimleri ile maçlara zarar verebilirler. Hakem konusuna girmişken değineceğim; önümüzdeki günlerde Hakemler Dernek Başkanlarını seçecekler. Derneğin parasıyla seçim çalışması yapılıyor, bu büyük bir hata. Hakem siyaseti Hakemlere zarar verir, Hakemleri rahat bırakın.
Amatör futbol çok önemlidir. Bu işi iyi bilenler yapmalı. Sene başı statüleri yapanlar dahil Yönetenler de özenle seçilmeli. ASKF’ler aslında Kulüplerin Sendikasıdır ama İstanbul’da mevcut durum nedeniyle futbolu yönetiyorlar. Ben olsam 3-4 tane BESYO Mezunu Spor İdarecisi istihdam eder, maçları yoluna koyar, sonra da İstanbul boğazına bakarak şekerli kahve içerim. Gerçi bu durumda bile İstanbul boğazına bakarak kahve içenler belki vardır…
Ali Kemal Demir