Cami avlusuna bırakılan futbol
Amatör liglerde yaşananlar tam bir rezalet… Hani derler ya anlatılmaz yaşamak gerek diye, işte amatör liglerdeki rezaleti anlamak için de yaşamak gerek…
Rakip takımın sahasında oynayacağın maça gittiğinde, güler yüzle karşılanıp hoşgeldiniz yerine, zombi gibi çoğalıp üzerine doğru gelen taraftarların attıkları patlayıcı maddeler ayağının dibinde patlarken, küfürler eşliğinde soyunma odasına girersin… Tam “oh be güvendeyim” diye iç geçirdiğinde, kapının önünde beliren kimliği belirsiz bir başkası tarafından, maçı kazanman halinde başına gelebilecekler hatırlatıldığında, çaresiz, korku içinde ısınmak üzere kendini sahaya atarsın. Sahada da bütün gelmişinin, geçmişinin kulakları bir güzel çınlatılıp, kaldırım taşları sahaya atıldığında, gözlerin olmayan güvenliği ararken, maçın bir an önce başlamasını ve kabusun bitmesini umarsın…
Maç başladığında sen sahada koştururken, rakip taraftarlar da boş durmazlar; filmdeki kötü adamın namının devam etmesi için kesici bir aletle hasmının yüzünde kalıcı bir iz bırakması gibi, seni getiren otobüsün camlarına ve kaportasının tamamına sprey boyalarla, şiddet içeren sloganlar yazarlar… “ cehenneme hoş geldiniz, burası ….. burdan çıkış yok…” Ve maç biter ama kabus bitmez… Saha içinde itişmeler sonunda şiddetten nasibini alıp, kafası yarılan arkadaşını sırtlayıp üzeri yazılanlarla damgalanan otobüse binerken, zombiler yine dört bir yandan saldırıya geçerler. Otobüsün camlarına yağmur gibi taş yağarken, bu sefer sizi korumaya gelen polisleri görünce bir nebze olsun sevinirsin, sevinmesine ama, çıkış yolunda yine de otobüs taşlardan nasibini alıp cam çerçeve inmiş vaziyette korku içinde evine dönerken, yaralandığına ama ölmediğine de şükredersin… Burada anlattıklarım size abartılmış bir kurgu gibi gelebilir. Sonuçta amatör sporun, felsefesi gereği, salt sevgiye dayalı, hiçbir çıkar gözetmeden yapılan bir uğraş olması gerektiği kafanızda yer ettiği için, yazılanların amatör liglere dikkat çekebilmek için, yazar tarafından abartılarak anlatıldığını düşündürse de, yaşananların bir bir farkında olup, kalıcı hiçbir yaptırım uygulamayan TFF’ nin de taktiği belli; “ Saldım çayıra, Mevlam kayıra…”
Çağdaş topluluklarda bireyler sırtını kanunlara dayayıp huzur içinde yaşarlarken bizde bireylerin tek dayanağı Mevla’ları… Yahu şiddeti önlemin yasası var, uygulasana, diyorsun, onlar uygulamıyor, önlem almıyor. Ee o zaman hal böyle olunca da toplumun tek dayanacağı yer kalıyor; açıyor elleri Mevla’sına ve başlıyor dua’ya.. Maçlarda şiddetin her türlüsü var, şiddeti önlemenin yasası da var ama uygulaması ve uygulatması gereken TFF yok!.. Ülkenin dört bir yanındaki amatör maçlarda olay var, tehdit var, yaralama var ama ne yazık ki TFF yok!..
Ülke futbolunu kalkındırmanın ilk yolu amatör liglerden başlar… Amatör ligler yeni doğan bir bebek gibidir. Şefkat ister. Sevgi ister. Bir bebek gibi çaresizce kendini sana teslim eder. Sen ise gaddar bir ebeveynin evladını cami avlusuna bırakıp terk ettiği gibi, amatörleri sokağa atıp terk ettiğinde, ülke futbolunun da geleceğini cami avlusuna bırakıp terk edersin…
Atilla Özalp