Bu kişilerin hak ve hukuklarını kim savunacak?

Bu yazımı ligin ilerleyen haftalarında ilginç ve skandal niteliğinde bir gelişme olursa yazarım diye saklıyordum. Fakat ligin ilk haftalarında hakemlerin sahipsiz olduğunu bir kez daha yaşayınca dayanamadım artık…

Yazımın gündeminde iki önemli gelişme ve bu gelişmelere doğrudan müdahil olması gerektiğini düşündüğüm kişi; Geçtiğimiz Nisan ayında Ankara’da yapılan TFFHGD Genel Merkez Başkanlığı seçimlerinde siyasi kimliğine, geçmiş Hakemlik ve Gözlemcilik kariyerine, mevcut Başkanlık sürecindeki Hakemlerin sürekli yanında ve destekçisi oluşuna, ama en önemlisi Türkiye’nin en değerli ve şahsına özel talimat çıkarttırılan mentör oluşuna duyulan saygı ve ilgiden dolayı, tek aday olarak seçilen büyük başkan sevgili TFF Temsilciler Kurulu Başkanı Dr. Abdurrahman Arıcı var.

Büyük Başkan beni de ihraç ettirir
“Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği”… Dikkat ettiniz mi Derneğin isim açılımına? Sezonun ilk haftasında derneğin mentör Başkanının doğrudan müdahil olup çözüm üretmesi gereken çok önemli iki olay yaşandı, fakat kendisi tek farklı nitelikte kişi olduğu için bırakın kılını kıpırdatmayı, tüyünü bile harekete geçirmiyor! Büyük Başkanı ben fazla rahatsız etmeyeyim yoksa beni de ihraç ettirir! Bahsettiğim çok önemli iki olayı yazayım da sizce başkanın görev alanın damı, değil mi buyurun kamuoyu olarak siz karar verin. Başakşehir oyuncusu Emre, Anayasa’da herhangi bir madde ile korunuyor mu? Hepimiz geçen sezondan, Nirvana’ya kadar çıkan Başakşehir oyuncularının basına, taraftarlara, Hakemlere saldırılarını ve açık seçik küfür sallamalarını hiç unutmadık! Hadi geçen sezon geçti gitti diyerek yeni sezona bambaşka başlamıştık ki, dakika bir gol bir; Başakşehir oyuncusu Emre Belözoğlu’nun daha ilk haftadan Hakem kararını beğenmeyip müsabakanın hakemine tepki olarak çok ağır hakareti kameralara çok net yansıdı. Biz, TFF ve MHK ile Temsilciler kurulundan ve PFDK’dan bir yaptırım beklemiyoruz zaten. O kurum Anayasa’daki açık hüküm ve kanunundan dolayı sorgulanamıyor zaten, haliyle Başak City ve futbolcusu Emre Belözoğlu da korunduğu için kimse gık demiyor. Bu tip durumlarda Hakem ve Gözlemcilerin sosyal sendikası, hak ve hukukunu koruyacak tek yapı TFFHGD’dir. Oradan da tek bir ses neden çıkmıyor acaba? Acaba bu çirkinliklere maruz kalarak mağdur olanın Hakem veya Gözlemci olması, Derneğin Başkanının seçilmiş özel mentör olması olabilir mi sizce?

Hain Banka ile anlaşmaya kim imza attı?
https://www.sporx.com/feto-operasyonu-magdurlari-konusunda-flas-gelisme-SXHBQ726466SXQ belirttiğim linkteki haberi mutlaka okuyun TFF’nin hukuksuz ve adaletsiz sorgulanamaz olduğunu çok iyi göreceksiniz. Hepimiz FETÖ denen hain terör yapısının 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişimine şahit olduk ve yaşadık, birçok yurttaşımız bu darbeye karşı mücadelede yaşamlarını yitirdiler, şehit oldular ve gazi oldular. Buradan gazi yurttaşlarımıza tekrardan geçmiş olsun diliyor, şehit olan yurttaşlarımızın aileleri ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu hain darbe girişimi sonrasında devletimizin birçok kurumunda hain yapı ile bağlantısı olanlar tek tek tespit edilip görevlerinden ihraç edildi ve haklarında soruşturmalar başlatıldı hatta direk bağları olanları ise tutuklanıp cezaevine konuldu. Gelelim bizim TFF’nin bu süreçteki tavır ve tutumuna; TFF’nin açıklaması ile kurumdaki kurulların istifaları alınıp, sözde MİT soruşturması yapılıp, birçok isim TFF’den FETÖCÜ nitelendirmesi ile ihraç edildi. Tabi TFF yönetimi ve birkaç sezon öncesin de 1. Lige adını veren o mel’un Banka ile 1.Lig sponsorluk sözleşmesine imzaları atanlar ve bu bağlantıyı kuranlar bu soruşturma kapsamına dahil edilmediler. Neden acaba? Dıştan baktığımızda kesinlikle doğru ve desteklenir bir hamle olarak görünüyor, fakat ben işletilen bu sürecin gerçekten amacına uygun işletilmediğini, beyliğin içerisinden birilerinin krizi fırsata çevirip kendince bir liste yaptığı düşüncesindeyim; Yazımın başında verdiğim haber linki devletin kurumunun ciddi ve detaylı araştırmalarının sonucu benim haklı olduğumu doğrulayan raporu ile ilgili zaten. Gerçekten FETÖCÜ yok muydu diye sorarsanız tabii ki vardı, hem de tescilli olanı vardı! Onları da zaten devletimiz kelepçe ile yakalayıp hak ettikleri yere gönderdi.

Kim çıkıp mücadele edecek?
Kendilerinin bu kurumdan haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edildiklerini iddia eden ve kendilerinin hain terör yapısı FETÖ ile hiçbir bağlarının olmadığını anlatmaya çalışan bu insanlar; itibarları ve TFF tarafından üzerlerine atılan terörist damgasını temizlemek için iki yıldır mücadele ediyorlar. Sonunda haklılıkları devletin resmi kurumu TBMM Kamu Denetçiliği Kurumu raporu ile tescillendi. İlk önce bu rapor bizim TFF’ye gönderildi; Raporun kısaca özetinde ise “hatanı düzelt ve bu kişileri görevlerine iade et” yazıyor. Tabi bizim beyler halen oralı değil ve çok büyük bir suç işliyor. Çok merak ediyorum bu beyi kim sorgulayıp, cezalandırıp kurduğu beyliği hizaya getirecek? TFF içerisindeki bütün bu hukuksuz ve haksız yapılan işlemlerle ihraç edilerek mağdur edilenlerin sesi olarak konuşması ve girişimde bulunması gerekenler halen susuyorlar? Bu haklı kişilerin hak ve hukuklarını savunacak? Kim çıkıp mücadele edecek? Üstelik bu kişiler kendi mücadeleleri ile Devletimizin Meclisine bağlı en önemli kurumdan resmi rapor çıkartılmış iken, bu davalarında haklı kişiler için kim bu beyliğe hesap soracak? Normal düzende olayın en başından beri sürecin içeriğini çok iyi bilen ve en yakından takip eden, TFFHGD’nin gözde mentör Başkanı ve TFF Temsilciler Kurulu Başkanı Abdurahman Arıcı, bu konuya artık doğrudan müdahil olup, bu kişilerin yeniden TFF’ deki görevlerine geri dönüşünü sağlamalıdır. Fakat kendisi bunu yapar mı? Bence yapmaz… Acaba ihraç edilenlerin listesi oluşturulurken kendisinin de dahli olmuş mudur? Ben de şeytana avukatlık mı yapıyorum acaba!

İbrahim Tokmak