Böyle bir cezayı hiçbir kitap yazmaz

İlk olarak şunu söylemek istiyorum, İstanbul’daki Amatör Kulüpler Hakemlerden memnunmuş! Bunu, TFF İstanbul İl Temsilciliği, MHK Üyesi Hacı Ahmet Erdoğan ile İstanbul İHK Başkanı Yaşar Filiz’e bildiriyor, onlar da eğitim esnasında Hakemlere bu mutlu ve müjdeli haberi veriyor.

İstanbul’da geçen hafta tuhaf bir olay daha yaşandı. Uzak ilçelerden birisinde yaşanılan olayda sahaya tedavi amacıyla giren Sağlıkçı, yerde yatan futbolcunun kendisine tepki vermesi üzerine maç sonunda raporuna istifa dilekçesini de ekledi. “Bir daha bana görev vermeyin” dedi. Geçen hafta yazmıştım, takip edenler hatırlayacaklar. İstanbul’daki Sağlık Personeli 8 haftalık ücretini alamamıştı. Bana bu haber nedeniyle Kütahya ve Balıkesir’den teşekkür eden Sağlıkçılar oldu ama ben haber yapınca İstinye’de içerleyenler olmuş, umurumda değil… Ben bu sefer de doğru bir haber yaptım. Pazartesi günü ise Sağlıkçıların 4 haftalık ücreti ödendi. Yalan haber diyenler de buyursun Mahkemeye…

30 dakika oyunda kaldı ama maç sonu rapor edildi
Gelelim konumuza; İki satır yukarıda yazdığım maçtaki Sağlıkçının tepkisi üzerine İstanbul ASKF’deki iki Yönetim Kurulu Üyesi önce Sağlıkçıyı arayıp, “zaten o bölgede adam bulmak zor aman bizi bırakma, bu olayı toparlarız” diyor; diğer taraftan da ilgili Kulübü arayıp, “Sizin futbolcu Sağlıkçıya bağırmış, Hakem 60.dakikada gelişen bu olay nedeniyle maç sonunda rapor tutmuş, bu yüzden futbolcunuz tedbirli olarak Ceza Kurulu’na sevk oldu, bu hafta oynatmayın” diyorlar. Kulüp bu durumu kabul etmiyor ve olayı farklı boyutlara taşımak için araştırma yapıyor. Oysa ben bu olayı araştırdım, Hakem zaten 60.dakika cereyan eden bu olay karşısında tepki vermiyor. Oyuncu da kalan sürede bir de gol atıyor ve 90 dakikayı tamamlıyor. Hakem 30 dakika oyunda kalan bir futbolcuya maç sonunda rapor yazmaz, bunu hiçbir Hakem yazmaz. Bu işte bir tuhaflık var. Hakemin de üzerine oyunlar oynanıyor…

“Bize cenazeden fotoğraf gönder”
Hafta sonları BAL, SAL ve 1. Amatör Ligden skor toplarken hangi Kulübü arasam Hakemlerden şikayetçiler. Ancak duyduğuma göre TFF İstanbul İl Temsilciliği, Hakemlerin bu sezonki büyük başarısından dolayı İl Hakem Kurulu Başkanı’na teşekkür etmiş. İstanbul Hakemlerine dün yapılan eğitim toplantısında MHK Üyesi Hacı Ahmet Erdoğan ve İstanbul İHK Başkanı Yaşar Filiz şöyle söyledi; “Sizlere teşekkür ediyoruz. İl Temsilciliği bu sezonki büyük başarınızdan dolayı sizlerin nezdinde bize teşekkürlerini iletti, biz de size teşekkür ediyoruz ve size olan güvenimiz artarak devam ediyor. Tebrikler, hep böyle olun…” Alice Harikalar Diyarında adlı kurgu romanı bilirsiniz; İstanbul İHK Başkanı Yaşar Filiz nerede yaşıyor bilmiyorum ama Hakemlere hitaben “size güveniyoruz” diyen Kurul’un bir Üyesi henüz geçen hafta kendisini arayıp “Hocam, cenazem var bu sebeple maçı iade ediyorum” diyen İl Hakemine “Bana cenazeden fotoğraf at” demeyi de ihmal etmiyor! Kurul Üyesi cenazedeki fotoğrafı ne yapacak? Çerçeveletip evine asacak değil, zira bunlar zaten fotoğraflara meraklı değil, belli ki, Hakemine güvenmiyor ve yalan söylediğini düşünüyor. Ey benim çok kıymetli İl Hakem Kurulu Üyelerim, siz dahi Hakeminize güven duymazsanız Kulüpler ne yapsın? Kulüpler senin güvenmediğin Hakemin maç yönetmesine ve maç sonu raporuna nasıl güvensin!

“Hocam, dua et 2-1 olmasın, maç bitmez”
Birisi alenen latife yapıyor ama ben çözemedim. Ya İl Hakem Kurulu hakemleri motive etmek için Pinokyoluculuk oynadı ya da İl Temsilciliği, ‘beterin beteri var, buna da şükür’ diye düşündü. İl Temsilciliği, Hakemlerden memnun ise Kulüpler aman hiç boşuna dert yanmasınlar. Taç atışından gelen topa bayrak kaldıran Hakeme kızmasınlar, maça geç kalan Hakeme de kızmasınlar. 5 metre geriden gelen bayrak kaldıran Hakeme kızmasınlar. Ali’nin hakkını Veli’ye verene de sitem etmesinler. Saçlarını topuz yapan erkek hakem ile de hiciv yapmasınlar. Taraftarın baskısından korkan Hakemlere sitem etmesinler. Geçen hafta izlediğim bir maçın ilk yarısı 2-0 bitti, ikinci yarıya çıkan Hakemler arasında şu konuşmayı duydum, “Hocam, dua et de 2-1 olmasın, maç bitmez”  Geçen hafta bir takımın kendilerine verilen penaltıya itiraz ettiğini de dünya gözüyle gördükten sonra ben de bu sezon Kurula ve Hakemlere güveniyorum…

Dokuz köyden kovulmuş misali oldum
Sonuç itibariyle herkes birbirinden memnun ise bize de ağaçları, kuşları yazmak düşer… Buna en çok ben sevinirim, çünkü ben haritada deniz görmüş, boğulmuş;  Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş misali oldum. Futbolcunun kendisine kızmasına içerleyip, İstanbul Futbol İl Temsilciliğine istifa dilekçesine veren Sağlıkçıyı kazanmak adına bir futbolcuya ceza veren Amatör Federasyonu da ilk kez duyuyorum.  Sağlıkçının gönlü alınacak diye bir Kulübü mağdur etmek hiçbir kitapta yazmaz. Velev ki bu Sağlıkçı her yönüyle mükemmel bir kişi bile olsa bu yapılan uyduruk ceza hakkaniyet ile bağdaşmaz. Kulüp bu işin takibin yapsa ve olayı bir üst merciye taşısa birileri bu yanlışa mani olur. Anlaşılan, bu kısır döngü bir süre daha böyle devam edecek.

Ali Kemal Demir