Betona dönmüş yamalı sahalarda koşuyoruz
Türk sporunun kılcal damarları olan amatör spor kulüplerimiz faaliyetlerini büyük zorluklar içerisinde yürütmektedirler. Genellikle bir-iki kişinin gönüllü desteği ile ayakta durmaya çalışan amatör kulüplerimizin durumu, belediye ve kurum takımları hariç çok iç açıcı gözükmemektedir.
Birçok takımımız özellikle İstanbul’da haftada 2 gün 1’er saat yarım bazen de çeyrek sahada antrenman yapmaktadır. Haftada ortalama 600’e yakın müsabakanın oynandığı İstanbul’da amatör spor kulüplerinin yeterince antrenman yapamadıkları bir gerçektir. Hatta resmi maçlarda da saha yetersizliğinden dolayı bağlı bulunduğu ilçe dışında maç yapmak zorunda kalmaktadırlar. İşe gönüllerini koymuş bu kulüplerimiz her şey toz pembe görünürken pembesi gitmiş sadece tozu kalmış ortamlarda, imkansızlıklar içerisinde çocuklarımıza spor yaptırmak için mücadelelerini sürdürmektedir. Peki sahalarımızın yetersiz olmasının yanında mevcutlarının fiziki şartlarının ne durumda olduğunu hiç merak ettiniz mi?
Söze İstanbul’dan başlayalım
Altyapılardan neden oyuncu yetişmediği uzun süredir tartışılan bir konu. Genç potansiyelin en büyük oranının İstanbul’da olduğu düşünüldüğünde sahaların yetersiz fiziki şartları, antrenörlerin bilgisizliği ve imkansızlıklar göz önüne alındığında cevap zaten ortada görmek isteyenler için. İstanbul’da geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz birçok yeri yamalı, ismi sadece suni çim olan ancak tamamen betona dönmüş sahalarda koşarken, madde bağımlılarının kontrolüne girmiş tribünler ve harabeye dönmüş soyunma odalarında hayallerini gerçekleştirmek için hala direniyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı spor tesisleri dışında birçok stadımızın durumu içler acısı. Sefaköy Kartal sahasının zemini yamalı bohça, Yıldıztabya’nın zemini içler acısı ve bu statta Gaziosmanpaşaspor Bölgesel Amatör Lig maçlarını oynuyor. Çeliktepe sahasının zemininin bozukluğu dışında tribün madde bağımlısı tehlikeli grupların uğrak yeri olmuş, Nurtepe sahasının zemini betondan farksız, İstanbul’ un göbeğinde Fatih Mimarsinan Stadının zemini yapıldığından beri değişmemiş ve gençlerimizin sağlığını tehdit etmekte. Hangi birini yazayım Allah aşkına gidip görün demek geliyor içimden.
Gençlerimiz sakatlıklarla boğuşuyor
Şaka gibi algılanmasın yıllarca bu sahalarda top koşturan biri olarak teşhisim kulaktan dolma değil bizzat yaşadım, gördüm. Kötü zemin ve sağlıksız ortamlardan dolayı gençlerimizin birçoğu özellikle eklemlerinden sakatlanarak geleceklerini karartıyor. Aslında geleceklerini karartan kendileri değil onlarını bu hale getirenler. Yazık değil mi? Çoğu pubis olmuş, kimisinde çapraz bağ kopuk, bazılarının bilek bağları bitik. Söze gelince her şey süper. Lütfen bırakın bu yaklaşımı gerçek ortada yetkili merciler bunlara artık bir çözüm bulun Allah rızası için. 150-200 milyon TL bütçeyle yapılan statlarımızda 15 günde 1 maç oynanırken, sporumuzun kılcal damarı amatör kulüplerimiz, sağlıksız ortamlarda yetersiz antrenman saatleriyle, gönüllü olarak gençlerimizi Türk sporuna kazandırmanın mücadelesini veriyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığı el koymalı
İstanbul’daki fiziki şartları uygun olmayan sahalarımızın yenilenmesi için Gençlik ve Spor Bakanımız bir an önce bu sorunların çözülmesi için talimat vererek ilgili kurumları harekete geçirmeli ve gençlerimizin en doğal hakkı olan sağlıklı ortamlarda spor yapmalarını sağlamalıdır. İstanbul’daki saha sorunlarını çok iyi bilen Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Başkanı ve TFF Yönetim Kurul Üyesi Ali Düşmez’ de bu işin bizzat takipçisi olmalıdır.
Böyle bir Cumhurbaşkanını nerede bulacaksınız?
Ülkemiz için yüzlerce sıkıntılarla uğraşan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kalbi ilk gün olduğu gibi bugünde futbolla ve gençlerle atıyor. Ve tüm yoğunluğuna rağmen “Türk sporunun, gençlerimizin geleceği için ne gerekiyorsa sonuna kadar destekçisiyim” diyor. Hal böyleyken koltuğa yapışıp resmen her şey mükemmel havası yaşatan bazı yetkililer gerçekleri Cumhurbaşkanımıza anlatmıyor. Gerçek tabloyu saklamayı tercih ediyorlar. Asıl amaçları, sıkıntı aktarmadan, sanki kendi çalışmaları ile her problem çözülmüş, tıkır, tıkır işliyor havası yaratarak yapıştıkları koltuklarda biraz daha kalmak ya da daha üst makamlara geçmenin ortamını yaratmak. Sporla ilgili bugüne kadar ne destek istendiyse tamam diyen Sayın Cumhurbaşkanımıza anlatın tüm gerçekleri ve çalışmalarınızı ona göre planlayın. Hala hiç bir şey yapmadan koltukları işgal etmeye devam edecekseniz gerçekten bu ülke ve gençliğine yazık. Bu yönetim tarzı devam ettiği sürece sağlıksız bir nesil yetişecek ve kaybedilen her hayalin, geleceğin vebali üzerinizde olacak. Tabi ki bu uğurda doğruların peşinde koşan ve destek veren herkese, tüm sporcular adına teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
İlker Dilek
Bu yazı Fanatik Gazetesinde yayınlanmıştır