Alt yapılar düzene girmeden A takım olmaz
Mahalle aralarında arsaların kalmadığı, mahalle maçlarının, turnuvalarının sona erdiği, buna karşın kulüpleri ele geçirenlerin kimselere bırakmadığı malum sebeplerle, değişik isimlerle, tesisi olmadan, futbolcusu olmadan, yöneticisi bile olmadan kurulan kulüplerin hızla arttığı futbolumuzun alt yapılarının yok oluşu dönemindeyiz.
Şimdilerde Belediyelerin yapmış olduğu bazı sahalar var ancak alt yapı yok dersek yalan olmaz. Gündüzleri futbol okulu mantığı ve ticaretiyle çalışan sahalar, geceleri ise bir sahanın üçe, dörde bölünmesiyle antrenman yapmak zorunda bırakılan alt yapılar…
Metin Oktay, Baba Hakkı ve Lefter Küçükandonyadis
Büyük kulüplerin seçmeler yaparak topladıkları oyunculardan arta kalanlarıyla oluşturulan göstermelik, çoğu zaman mecburiyetten kulübe yük olarak görülen alt yapılardan söz ediyorum. Metin Oktay, Baba Hakkı, Lefter Küçükandonyadis, Can Bartu, Turgay Şeren gibi efsane futbolcular, gerçek manada futbol yetiştirmeye odaklı ve üst takıma futbolcu yetiştirmek için kurulan alt yapılarda, futbolu duygularıyla oynayarak ve sadece bir amaca yönelik ‘A takıma çıksın, takımımıza yıllarca katkı sağlasın’ mantığını savunan idealist Antrenörlerin büyük emekler vererek yetiştirdiği müstesna isimlerdir. Bizde böyle dünya futbolunda da aynı; Hagi, Rummenige, tüm zamanların en iyi futbolcularından biri olarak kabul edilen Macar Puşkas ve Alfredo Di Stefano gibi futbolu futbol yapanlar da iyi bir alt yapı eğitimi aldıkları için dünya futboluna adlarını duyurdular ve biz bu başarılarından dolayı onların adlarını halen bir çırpıda hatırlıyoruz.
Alt yapı hepsinden değerlidir
Alt yapıdan oyuncu çıkartamayan kulüpler, taşıma su ile değirmen döndürürler. Bu ileride kulübü borç yüküne sokar. Ağaç yaş iken eğilir. Alt yapı her şeyden ve hepsinden değerlidir. Alt yapıda başarılı olan geçlerimizi A takıma çıkartmak zorundayız. Hatta alt yapıda yetişen teknik direktörü de A takıma çıkartmalıyız. Bunun da nice başarılı örneklerini sayabiliriz.
Antrenörlerimize maalesef yeterince değer verilmiyor
Futbolumuzda alt yapılar düzene girmeden Türk futbolu düzelmez. Kulüplerimiz mutlaka gelişime açık ve gelecek vaat eden genç futbolcuları kazanmak zorundadır. Ailelere alt yapıda oynayan çocuklarının okullarının geri kalmayacağı anlatılmalı ve bu sağlanmalıdır. Ne olursa olsun önce okul ve eğitim… Kulüplerin alt yapılarında çok başarılı Antrenörler olmalı, bu Antrenörler örnek model olmalı. Çünkü oyuncunun geliştirilebilir özelliklerini, kazandırılabilir özelliklerini ve doğuştan getirdiği yeteneklere ayrı ayrı önem vermek için iyi bir Antrenöre gereksinimiz olacak. Fakat alt yapı Antrenörlerimize maalesef yeterince değer verilmiyor. Çoğu takımın başında Antrenör bile yok. Saymış olduğum zorluklar ve yokluklar içerisinde alt yapılarda çaresiz, para almadan veya alamadan geleceği oluşturmaya çalışan idealist Antrenörler tün bunlara rağmen geleceğimizin oyuncularını yetiştirmeye çalışıyorlar.
Aylarca maaşını alamayan Antrenörler var
Antrenör dediğimiz zaman, sporcularını hedeflere hazırlayan, liderlik yapan, spor bilgisi ve örnek tavrı ile çevresinde örnek teşkil edecek bir kişiden söz etmeliyiz. Bir sporcu ya da bir takımın sporcuları ne kadar yetenekli ve çalışkan olursa olsun, doğru şekilde yönlendirilmez, teknik ve taktik yönlerden geliştirilmezse o takım asla başarıya ulaşılamaz. Nasıl bir Profesör bilimsel anlamda tüm verilere ulaşabilecek, kendini sürekli geliştirecek imkân ve teknolojiye sahip olmalıysa bir Antrenör de kendi alanıyla ilgili olarak üst düzeyde bilgiye sahip olmalı ve yenilikleri, yeni antrenman metotlarını öğrenip bilgisini güncellemelidir. Bunun için de Antrenörün yaptığı iş karşılığında en azından yeterli bir maaş alması gerekmektedir. Ancak bu pek mümkün olmuyor, duyuyorum, görüyorum; Aylarca maaşını alamayan arkadaşlarımız var. Bu durumda Antrenörden % 100 verim almak asla beklenemez. Birçok mücadeleyle baş başa bırakılan altyapı Antrenörlerinden oyuncu yetiştirmesi isteniyor, yukarıya oyuncu vermesi bekleniyor.
Sözlerimi Jorge Sampaoli’ nin sözleriyle bitirmek istiyorum. Dünyanın dört bir yanındaki çocuklarda çok az fiziksel farklar vardır, bazıları büyük, bazıları küçük; Ancak düşünme, yaratıcılık ve nasıl eğitimli oldukları farkı belirler.
Hüseyin Aydoğan