Sadece Bülent Yıldırım ve Serkan Çınar mı hatalıydı?

Geçen haftalarda kendi hazırladığı talimat maddesi onaylanmayıp, ekibinde ve klasman listelerinde bazı değişiklikler yapılmasının, ayrıca bazı hakemlerin bırakmasının istenmesinin üzerine ekibiyle istifa eden Merkez Hakem Kurulu Başkanı Zekeriya Alp’in kendisine ve MHK’sine bir kaç sorum, bir eleştirim, bazı hatalarını ve bir de takdir ettiğim hususu buradan belirtmek istiyorum.

Sayın Zekeriya Alp, İstanbul’da Klasmana aday hakemlerin mülakatına, Kurulunuzun 1.Bölge Sorumlusu Üyeniz ve atadığınız alt Kurul Başkanı ile birlikte, MHK, kurullarda ve dernek yönetiminde de hiçbir görevi olmayan, H. Ahmet Erdoğan hangi görev ve sıfatla katıldı?  Sizin görevli üyenizin klasman belirlemesine dahli olmuş mudur? Acaba H. Ahmet Erdoğan sizin gideceğinizi biliyor ve kendisinin yeni kurulda olacağını biliyor muydu da, hakemlerin belirlenmesi için o mülakatta yerini aldı?

Zekeriya Alp’e şu eleştiriyi yapmak istiyorum, Sayın başkan sizin bu kurumda hiçbir kurulda görev almaya ihtiyacınız yok, Üstelik sizin bu kurulda aldığınız görevi de tek kuruş almadan gönüllü yaptığınızı herkes biliyor! Bu kurula ilk geldiğiniz dönemdeki istifa şeklinizle, hakem camiasının duruşu açısından olumlu bir tavır göstererek görevden ayrıldınız. Futbolun yönetimindeki ortamı ve siyasetini görev yaptığınız sürede anlayamadınız mı? Buna rağmen tekrar bu kurulda başkanlık görevini neden kabul ettiniz? Kurulunuzla birlikte hatalara ilk olarak 2018-2019 sezonundaki hataların tek sorumluları onlarmış gibi sadece Bülent Yıldırım ve Serkan Çınar’a faturayı keserek başladınız. Devamında ise, henüz 2019-2020 sezonunun ilk yarısında Beşiktaş-Başakşehir maçının hakemi Suat Arslanboğa’nın sözleşmesinin sizin önerinizle tek taraflı olarak hukuksuz bir şekilde fesih edilmesi olmuştur. Sezon boyunca kurul olarak beklenilen performansı gösteremediniz. Sezon boyu tüm hakemlerin performansı çok kötüydü fakat bunun sebeplerini sadece size ve kurulunuza bağlamıyorum.

Henüz Ocak ayında TFF ve kurullarının bozuk yapısı ile ilgili, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) çok önemli iki başvurunun kararını verdi ve haziran ayında bu kararlar kesinleşti. Başvuruculardan biriside Süper Lig eski Yardımcı Hakemi Serkan Akal’dı. MHK başkanı olarak siz ve kurulunuz bu başvuruları iyi okuyamadınız. Akal haksız klasman düşürülmesi ile ilgili, AİHM’e başvuru yapmıştı. Serkan Akal uzlaşı içerisinde tekrar camiada görev almak istediğini beyan etmesine rağmen, siz köprü olmak yerine Akal’a sırtınızı döndünüz.  İşte bu sırt dönme sizin istifanızın en önemli sebeplerinden birisiydi. Bu çok önemli gelişmeyi dikkate bile almadığınızı yaptığınız MHK talimatında gösterdiniz. Yeni yaptığınız talimatınızda AİHM sözleşmesine aykırı çok maddeler var! Hatta AİHM’de devletimizin keyfice yargılanmasına sebep olan maddelerin çoğu aynı olduğu gibi kalmış, sadece bazı maddelerin sıralamasını değiştirmişsiniz. Yeni eklediğiniz madde ve kıstaslarda AİHM’e gidilebilmeyi kolaylaştırıcı ve sözleşmeye aykırı yeni nedenler yaratmışsınız resmen. Kısacası yaptığınız talimat için sadece şunu söyleyebilirim, talimattan kesinlikle sınıfta kaldınız. İstifanız sonrası kurula yeni gelenler, AİHM’in bu kararlarını ve sırada bekleyen yakında açıklanacak AİHM kararlarını dikkate alır, talimatı en kısa sürede yeniden İnsan hakları normlarına ve sözleşmesine uygun hale getirirler umudu taşımak istiyorum.

Zekeriya Alp’i ekibindeki iki isim çok ciddi eleştiri almış olsa da, ekibine sahip çıkması anlamında, talimatta kendi kurulunun uygulamak istediği maddenin veto edilmesine ve klasman listelerinde kendi çalışmak istediği kadroları kurmak için, torpil ve isteklere büyük ölçüde taviz vermemesinden dolayı, Alp’in bu tutumuna olumsuz yaklaşan TFF yönetimine karşı ilk istifasında olduğu gibi, yine doğru bir istifa tavrını uygulamasını kesinlikle takdir ediyorum. Hakem kökenli olup da, hakem camiasını yönetmek isteyen her yöneticiye bu tavrı örnek olarak sunuyorum. Koltuk, makam ve paraya rağmen, bu tavrı yapabilen ve yapabilecek her cesaretli yöneticiyi takdir ederim.

Zekeriya Alp’in istifasından sonra MHK başkanı olarak atanan Serdar Tatlı’ya hayırlı olsun diyemeyeceğim çünkü bu atama MHK’nin bağımsız bir şekilde hakemleri yönetmesi değil, MHK’yi de artık başkalarının açıktan alenen yöneteceği demektir. Zekeriya Alp’in hakem kökenli olmamasından yakınan, sık sık eleştirip yazan ve çizenlere, bu atamayı derinlemesine irdelemesini ve bu kurulun vereceği tahribatları hesap etmelerini öneririm. MHK üyelerinden sadece iki isme dikkat çekmek istiyorum, Metin Tokat ve Erol Ersoy. Kalan üyeleri, başkanı da dahil yazmayacağım…

Şahsen ben Metin Tokat ve Erol Ersoy’un yerinde olsaydım, bu kadronun içerisinde kesinlikle yer almazdım veya yer alacaksam da, biri başkan diğeri vekili olarak bulunurdum. Sevgili hocalarım, bulunduğunuz kurul içerisinde sizlerin haricindeki üyelerde, sizin düşündüğünüz gibi bu camiaya sahip çıkmak ve hakemliği geliştirmek adına bir vizyon göremiyorum. Bu düşüncemi ise ellerine aldıkları ilk sınavlarında, yani klasman listelerini de dış etkenlere oynattırarak belli ettiler. Sadece bir örnek vermek istiyorum. Klasman listesinde son dakika İstanbul’un Üst Klasman kadrosuna, ricalarla ve yönetim kurulundan birilerinin devreye girmesiyle, listede olmayan bir hakemin eklendiğini, bunun için de başka bir bölgeden çıkacak bir hakemin resmen hayallerini yıkarak yaptıklarını biliyorsunuzdur umarım. Eğer bilmiyorsanız Metin Tokat ve Erol Ersoy yıpranmaya başlamış demektir. MHK faslını, şimdilik yeni gelen MHK’nin kamuoyuna çok ciddi malzemeler vereceğini düşünerekten burada noktalıyorum.

İbrahim Tokmak