Dolar 34,5343
Euro 36,1842
Altın 2.999,37
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 11°C
Az Bulutlu
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Sal 11°C
Çar 13°C
Per 14°C
Cum 14°C

“Bu Hakeme ikinci talimatıma kadar maç verilmesin”

A+
A-
11.07.2019

Hakem, gözlemci, mentör ve eğitimcilerin kadrolarını belirlemek ve TFF Yönetim Kurulunun onayına sunmak Merkez Hakem Kurulu’nun görevi. Zekeriya Alp MHK’sı göreve yeni geldi ve akabinde 2019-2020 sezonun klasman kadrolarına teklif edilecek Hakemleri ilan ettiler.

TFF seçiminden sonra görevlendirilen yeni Merkez Hakem Kurulu, 5 Temmuz’da yaptığı ilk toplantıda birinci gündem maddesi olarak terfi kurslarına katılacakların belirlenmesini ve bu doğrultuda izlenecek yöntemleri görüştü. Buna göre de puan hesaplaması yapıldı ve aday listeleri belirlendi.

Şubat’ta göreve gelen ve Sabri Çelik’in Başkanlık yaptığı Merkez Hakem Kurulu yerini Zekeriya Alp ve yeni isimlere bıraktı. Olması gereken Kurul’un devam etmesiydi. Hakem Serkan Çınar Rize’de Galatasaray lehine VAR’la verdiği iki penaltı kararı ile maçın önüne geçince ihale MHK’ye kaldı ama Süper Lige gelmiş bir Hakem, maçın önüne geçiyorsa sorun Kurul’da değil Hakemdedir.

İstanbul’da yıllardan bu yana süren bir gelenek var. İyi Hakemler nedense terfi edemiyor. Bunun başlıca sebepleri var. Siyaset, kulisler, hatırlı kişiler, Kuruldakilerin sen-ben kavgası ve bir Hakemin iyi olmadığı halde diğer Hakemlerin önüne geçmesi maalesef İstanbul’da Hakemler arasında Kurullara olan güvenin kaybolmasına sebep oldu.

Hakem, Kurul Üyesine şantaj yapıyor
Vakti zamanında bir olay duymuştum. Terfi etmek isteyen 2 Hakem, samimi oldukları İl Hakem Kurulu Üyesi ile bir restoranda otururken, Kurul Üyesinin elini yıkamaya gittiği esnada telefonuna ses kayıt programı yüklüyor. Gizli bir dosyaya atılan bu program sayesinde Kurul Üyesinin bütün görüşmeleri kayda alınıyor. 2 ay sonra bu kayıt bir kablo ve tablet yardımı ile yüklendiği gün olduğu gibi 30 saniyede Hakemin bilgisayarına geçiyor ve Kurul Üyesi, o iki Hakemin Klasmana çıkması için elinden geleni yapmak durumda kalıyor.

Diyanet İşleri Başkanının Sekreteri arıyor
Hakem klasmanlarını belirlenirken Hakemin idman performansı, maç puanı, yönettiği maçın zorluk derecesi, tahsil durumu, İngilizce bilgisi vesaire dikkate alınır. Terfilerde MHK’nin kanaat notu da hakemin puanına ekleniyor. Böylece ortaya bir liste çıkıyor. Sonra bir üst lige önerilen bu hakemler İl Hakem Kurulu’nda puanları sıfırlanmış olarak görüntülü sınava alınıyor. 4-5 sorunun ardından futbol oyun kuralı ile ilgili yorum sorusu geliyor ve akabinde mülakata giriyorlar. Bu üç kriterin toplam notları değerlendirerek Klasman Listesi şekilleniyor. Lig bittiğinde 10’uncu sırada olan bir Hakem, mülakatın bitiminde 1’nci sıraya çıkabiliyor. Klasman belirleme zamanında TFF Yöneticilerinin, MHK Üyelerinin ve İl Hakem Kurulu’nun telefonları susmaz. Milletvekilleri arar, Bakanlar arattırır, Milletvekili Özel Kalem Müdürleri, Kulüp Başkanları arar. Hatta bir defasında Diyanet İşleri Başkanının Sekreteri bir Hakemin terfi etmesi için MHK Üyesini aramıştı. MHK Üyesi de üstten gelen baskılara bir noktaya kadar direnebilir. Çünkü MHK seçimle değil atamayla geliyor. Geçmişte bunun çok örneği yaşandı. Şimdi size sadece iki farklı olay anlatacağım, bakın neler oluyor.


Harun Taş düşecekti Süper Lige çıktı
4 Ekim 2003 günü Eskişehir’de ESKİ-Kestel Belediye 3.Lig maçı oynanıyor. Hakem o zamanlar İstanbul Emniyetinde Pasaport Şube’de Başkomiser olan Harun Taş. Muzaffer Kaşıkçı ise 4.Hakem. 89.dakikada Kestel’den Selçuk Yenitürk sarı kart görüyor ve maç devam ediyor. Bu oyuncunun ikinci sarı kartı olduğunu Hakem Harun Taş, Yardımcılar Alper Ayaz ve Sibel Çelik atlıyorlar. 4.Hakem olan Muzaffer Kaşıkçı da tepkiler olunca o anda dalgınlığa düşüyor. Kural hatası olacak belli. Gözlemci Sedat Kara tribünden koşuyor ve “Muzaffer, Harun maçı durdurun” diye avazı çıktığı bağırıyor ve oyun durdurulup Kestel’den Selçuk ihraç oluyor. MHK, Harun Taş’ı o sezon bitiminde C Klasmanından İl’e düşürecekti. Harun Taş’ın maçları bunu gösteriyor ama Polislerin kafası farklı çalışıyor. Tam da o günlerde Haluk Ulusoy bir toplantı için İstanbul’a gelecek, İstanbul Emniyetinden birileri aranıp Haluk Bey’e şov için Polis eskortu isteniyor. Bu kabul görmüyor. TFF’dekiler arıyor ‘İstanbul Emniyetinde kim var’ diye… Harun Taş, TFF Başkanı Haluk Ulusoy’a Bakanlar gibi hususi muamele yapılmasını sağlıyor ve Ulusoy’un aracının 4 yanı Motosikletli Yunus Polisleri eşliğinde gideceği yere varıyor. TFF bu kıyağı unutmuyor ve Profesyonel Ligden düşecek olan Harun Taş o sezon Süper Lig Yardımcı Hakemi oluyor. Harun Taş daha sonra TFF Yönetim Kurulu kararıyla Dış İlişkiler Kurulu’na seçildi. Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 2010 yılında yönettiği şike operasyonunu da Harun Taş yönetmişti. Harun Taş yıllar sonra 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından 3.Sınıf Emniyet Müdürüyken meslekten ihraç oldu. Şimdilerde firari olmalı. Şuraya varacağım, adamın varsa önüne koyulan taşı alıp, taşı önüne koyanın kafasına vurursun…

Yeniköy gol yedi Ali Düşmez onun maçlarını durdurdu
Bir başka Hakem olayı… Genç bir çocuk, adı Serhat Ateş. 2017 yılının Aralık ayında Çayırbaşı Stadında Yeniköy-Yeşilköy SAL maçını yönetiyor. Hakem maçta 7 dakika uzatma veriyor ve Yeşilköy 90+5’te Murat Dilek’in golüyle maçı 1-1’e getiriyor. O sezon Yeniköy 1. Amatör Lige düştü, Yeşilköyspor ise Zeki Ersoy gibi her yönüyle kaliteli bir Hocaya sahip olmanın da avantajı ile BAL’a çıktı. Maçın ardından Yeniköy adına bir kişi, TFF’de Yönetici olan Yeniköy eski Başkanı Ali Düşmez’i arıyor, Hakemi suçluyor. Maçı Yeniköy’den alıp Yeşilköy’e verdiğini iddia ederek, “bu Hakem bize değil sana meydan okudu” diyor… Daha önceki yıllarda yine Sarıyer’de oynanan ve Feriköy’ün 90+6’da Emrah Özberk’in golüyle 1-0 kazandığı maçta Hakemlerin kafasına çöp kovası atan Ali Düşmez, izlemediği maçta, duydukları ile hareket ederek makamının da gücüyle MHK Üyesi Hacı Ahmet Erdoğan’ı arıyor ve “bu Hakeme ikinci bir talimatıma kadar maç verilmeyecek” diyor. Bölgesel Hakem Serhat Ateş 1,5 ay maç alamayıp, Kurul’dan da “TFF’den aradılar yapacak bir şey yok” cevabını alınca soluğu Yeniköy’de alıyor ve Kulüp Başkanı Hamit Cevahir’i bekliyor. Yeniköy Başkanı hakemi dinliyor, ikramda bulunuyor ve önce gönlünü alıyor ve ardından durumdan haberdar olmadığını ve kendisinin durumuna üzüldüğünü samimi olarak belirtip Hakemin yanında Ali Düşmez’i arıyor, “bu çocuk iyi maç yönetti, biz ondan şikayetçi değiliz” diyor. Neticede Hakem Serhat Ateş bu telefon görüşmesinin ardından Ocak ayının sonunda BAL’da bir maç yönetiyor. Şubat ve Nisan’da birer maç daha yönetip İl Hakem Kurulu tarafından ‘hakemliği iyi değil TFF’den tepki var’ denilerek Hakemlikten Yardımcı Hakemliğe indiriliyor ve Hakemliği kendi isteği ile bitiriyor.

Yüzlerce hakem bıraktı
Hakemliği bırakan Cem Deda’yı, Serdar Çakman’ı, İsmet Arzuman’ı, Ayhan Yücebilgiç, Bülent Uzun, Erol Ersoy, Hamza Mısır, Doktor Metin Aydoğan’ı, Şahin Kurt, Metin Tokat, Mustafa Çulcu, Fiorentina-Tirol maçında Fatih Terim’i oyundan atan Orhan Erdemir, İlhami Kaplan, Vedat Yüksel, Bülent Demirlek, Mühendis İsmail Reşat Gül’ü bilirsiniz. Peki siz Televizyon Programcısı Cem Boratay Ala’yı, Kadir Akpınar’ı, Öğretmen Erkan Yurtsever’i, Aykut Çakmak’ı, Barış Savur’u, Oktay Biçer’i, Öğretmen Harun Yücedağ’ı, Öğretmen Korkut Hekim’i, Kerem Altınçiçek’i, Yüzme Öğretmeni Burçin Sakallar’ı, Öğretmen Yeliz Topaloğlu’nu, Doktor Adnan Gündoğdu, Öğretmen Oktay Önge’yi, Fizikçi Akın Plak’ı, Barış Bakay’ı, Barbaros Esa’yı, Mert Demirci’yi, Savaş Demir’i, Semih Kazan’ı, Mali Müşavir Bilal Demir’i, Emre Sepicioğlu’nu, Emin Karaman’ı, Mühendis Bahadır Tüter’i, Melih Ortakçı Doç.Dr. Eray Yurtseven’i, Avukat Sertaç Şaroğlu’nu, Kayhan Demirel’i, Polis Sertan Bakan, Gazeteci Sami Gürel’i, Öğretmen Barış Meriçkan’ı, Öğretmen Ertan Yıldıran’ı, Öğretmen Onur Şahin’i, Bankacı Gökhan Esen’i, Öğretmen Levent Yılmaz’ı, Mehmet Lafit Turgut’u, Mustafa Salih Erol’u, Polis Serdar Karagöz’ü, Abdullah Seyithanoğlu’nu, Aydoğan Kaş’ı, Ali Sarısoy’u, Can Ozan Bektaş’ı, Okan Akın’ı, Avukat Muzaffer Önder’i, Mert Büyükgiray, Mehmet Can Küçük, Deniz Hasanoğlu’nu, İlker Balta’yı ve Kadir Sevim’i, Fatih Çalışkan’ı, Mali Müşavir Oğuz Emre Kaya’yı, Yusuf Selim Doğru’yu, Öğretmen Gürcan Çalışkan’ı, Erdem Oğuz’u, Cüneyt Turgutalp’i ve Fizikçi Emre Hoca’yı bilir misiniz? Bu isimleri az kişi bilir.  Bu isimlerin hepsi hakem ve tamamı hakemliği bıraktı. Bunları neden mi yazdım; Her Klasman döneminde elbette haksızlıklar oluyor ve gururu kırılan birçok Hakem, yıllarca emek verdiği bu görevden istemeyerek de olsa ayrılmak zorunda kalıyorlar.

Bilgisayarın ruhu olmaz, ruh sahada olur
Can alıcı soru şu; İstanbul’da klasman adaylarını kim belirledi? Sabri Çelik’in MHK’sı ‘bu liste bize ait değil’ diyor. Yeni gelen MHK’de ‘klasmanları biz belirlemedik’ dediğine göre, muhtemelen İl Hakem Kurulunda masada duran A4 kağıdına dışarıdan gelen birisi isimleri yazdı ve Kuruldakiler da bu listeyi ‘gizli bir el yazdı ve masaya bıraktı’ zannederek MHK’ye verdiler. O gizli elin ben kim olduğunu biliyorum da maalesef yazamıyorum… Teklif edilenler arasında koşamayanlar bile var ama yine de buna sözüm yok fakat teklif edilmeyenlerde ciddi bir haksızlık var. İstanbul’da, BAL’dan Klasmana çıkacak olanları yer aldığı listede 2018-2019 sezonun en iyi Hakemleri olarak göze çarpan Oktay Koçak’ın, Ali Can Özışık’ın, Kutluhan Taşçı’nın, Ertuğrul Kösterelioğlu’nun, Tolga Akbaba’nın, Berkay Erdemir’in ve Barış Esa’nın mutlaka olması gerekirdi. Maç sayısı ile yönettiği maçlar ile öne çıkan bu Hakemlere sezon boyunca hem BAL’da hem de İstanbul SAL’da en zorlu maçları veren Kurul Üyeleri; Bu genç Hakemler gittikleri maçlarda sizin başınızı eğmedi ama sizler bu Hakemleri üzdünüz. Bu saydığım Hakemler 5-0, 7-0 bitecek maçları değil, hakemin çizileceği maçları alınların akıyla tertemiz yönettiler. Şunu da yazmasam olmaz; Biz bu sezon Amatör Lig olarak ‘Ödül Töreni’ yapsaydık Yılın Hakemi olarak Kutluhan Taşçı’yı seçecektik. Kutluhan Taşçı’yı defalarca izledim, Oktay Koçak’ı en son kendim gittim izledim. Tolga Akbaba’yı izledim. Barış Esa’yı da izledim. Ertuğrul Kösterelioğlu’nu ekip arkadaşlarım izlediler. Ve kendisini çok geliştirdiğini gördüğüm, sahada mükemmel yer alan, oyun içinde hiç görünmeyen ve lazım olduğunda ortaya çıkan; 90+4’te gördüğü ve inandığı penaltıyı sonrasını düşünmeden, ‘dayak yer miyim’ diye korkmadan şak diye veren Kutluhan Taşçı’yı ekip olarak onayladık. Demek, biz ödül töreni yapsaydık hakem tercihi konusunda ilk defa ters köşe olacaktık. Ben Kulüpçü olsam maçıma iyi Hakem isterim. Yukarıda saydığım Hakemlerin hepsi aslında MHK’nin elini rahatlatacak isimlerdi ama burası Türkiye…. Bu saydığım isimlerin tamamının aday dahi gösterilmemesi son derece ilginç bir tercih olmuş. Bu listeye kesinlikle bir bilmişin eli değmiş! İstanbul’da amatör liglerde kulüplerin, yöneticilerin ve futbolcuların kabul ettiği isimler MHK tarafından kabul görmüyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir. Spor kamuoyuna kişiliği ve tarafsızlığı ile güven veren Zekeriya Alp’in ve MHK’nin bu konuda çok fazla bence suçu yok. MHK’nin İstanbul Sorumlusu Ahmet Şahin’i de iyi tanırım, Ahmet Şahin adaletli bir insandır, bilerek hak yemez. Bence bu işlerin temelinde ‘Maç sayılarını değil Gözlemci notlarını değerlendireceğiz’ diyen Oğuz Sarvan’ın suçu var. Oğuz Sarvan; Bazı Gözlemcilerin nasıl puan verdiğini ‘bu bizim çocuktur’ denilerek aranılan Gözlemcinin “ona göre puan ver” talimatına uyarak aslında Hakemi değil, kendisini düşünerek puan verdiğini unutmamalı.  Bir Hakeme U21 maçında 100 üzerinden 98 puan verildi, bu puanı Cüneyt Çakır bile alamadı ama bizim bazı hakemler U21 maçlarında bu puanları aldılar. Stressiz bir lig olan U21’de verilen puanın önemli çok abartılmamalı. Ben şahsen İstanbul’dan teklif edilen Hakemlerin kariyerine ve Hakemlikleri ile kişiliklerine söz edemem. Hepsi elbette terfi olmayı hak etmiştir ama listeye imza atanlar, kötü maç yöneten Hakemlere “seni buraya gönderenin …” diye başlayacak kötü sözlere hazırlıklı olmalılar.

Hakemlik geriye gidiyor
İşin özeti, sahada adalet dağıtması beklenen hakemlere masa başında adil bir şekilde adalet dağıtılamıyor ve olan da yine kulüplere ve Hakemlere oluyor. Bilgisayar ataması ile terfi olmaz. Bilgisayarın ruhu olmaz, ruh sahada olur. Bilgisayar Hakeme referans veremez, referans sahada alınır. Sonra bu MHK Üyelerine birisi çıkar “bilgisayarına virüs mü girdi, nedir bu Hakemlerin hali?” diye yüklenir. Bu sistemden bir an önce dönülmesi gerekir. Hakemlik geriye gidiyor, böyle giderse her zaman geri gidecek.

İldeki Hakem sayısının % 10’u teklif oluyor
Geçtiğimiz sezon İstanbul’da sezon bitiminde faal 960 Hakem vardı. Bu sezon sayı 590’da kaldı. Hakem sayısının % 10’u teklif edileceği için geçen sezon 96 Hakem teklif olurken, bu sezon İstanbul’dan 59 Hakem terfi için aday gösterildi. İl Hakem Kurulu burada ciddi bir hata yaptı. 140 kişinin Ocak’ta İl Hakemi olmasa terfi adayı sayısı sadece 45 ile sınırlı kalacaktı. İstanbul’da geçen sezonda maç sayısı eksik olan, maç puanı düşük, koşu sıkıntısı olan Hakemleri Klasmana aday göstermek skandaldır. MHK, ayrıca ilk etapta yazdığı bazı isimleri 2 saat sonra sildi ve onların yerine başka isimler yazdı. Bu da ciddi bir hatadır. 13 maça giden ile 7 maça giden bir olur mu? Kötü Hakem çok maça gidebilir mi? Bu listeler çok tepki aldı. Giden ve gelen MHK’nin sahip çıkmadığı bir Klasman Listesi ortada görünüyor. Sadece Hakemlerde haksızlık olmuyor. Aynı şekilde Gözlemci Klasmanına sadece Cüneyt Taner’in çağrılması da yanlıştır. Fuat Özkarabulut’un, Murat Oksay’ın, İlhan Erdem’in ve Necmi Hastürk’ün de terfi için kursa çağrılması gerekirdi.

Üst Klasmana Hakem veremedik
İstanbul Klasman Hakemi Buğra Taşkınsoy bu sezon gittiği Centre of Refereeing Excellence Hakem kursunda UEFA yetkilileri tarafından çok beğenilmişti. Buğra ile birlikte İzmirli Emre Kargın da çok iyi Hakem olacağı yönünde olumlu eleştiri almıştı. Sabri Çelik MHK’sı bu sezonun ikinci yarısında Yalçın Taşkınfurat, Burak Taşkınsoy ve Mustafa Kürşat Filiz’i klasmanının üstündeki ligde maça verdiler ama gelinen noktada Üst Klasmana İstanbul’dan hiçbir Hakem alınmadı. Bu 4 hakem elbette terfi etmeyi bekliyordu, onlar da hayal kırıklığı yaşadılar. İstanbul’dan üst klasmana Hakem çıkmıyorsa diğer illerden hiç çıkmamalı çünkü Türkiye’de Hakemliğin merkezi İstanbul’dur.

Ali Kemal Demir


ETİKETLER:
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

error: İzinsiz kopyalanamaz!